KAVALA, SUÇ ve CEZA!..

1987-89 yıllarında 9 Eylül İktisat Fakültesinde önlisans okudum

1989-91 yıllarında da İstanbul Üniversitesi İktisatta okudum.

Birçok olayda, bir çok yürüyüş ve protesto organize ettim, edilenlerde yer aldım.

Öğrenci lideri olarak Buca’dan Alsancağa öğrencileri yürütmüşlüğüm vardır.

Hiçbir protestoda, ne devlet ne de millet malına, yani kamu ve özel mülkiyete zarar verdirmedim.

Hìçbir polisinin burnunu dahi kanattırmadım.

Dik durmuşluğum, diklenmişliğim, sesimi yükseltmişliğim olmuştu.

Haklıysam susmadım.

Ve hepsinde de istediğimi aldım.

Almanya Wuppertal Üniversitesinde de iki Anfiden 700’den fazla öğrenciyi imtihanlardan dışarı çıkarıp imtihan iptal etmişliğimde olmuştur.

Gene kimseye ve hiçbir mala zarar verdirmedim.

Çıktım ve Rektörden istediğimi aldım.

Bağcıyla kavgam olmuştur ama bağada bağcıya da zerre zarar verdirmemişimdir.

KAVALA’YA GELİNCE

Gezi olaylarında 200 milyar ABD doları zarar,

10 can kaybı,

7.478 yaralı,

77 ilde 700’e yakın protesto…

Tüm bunların organizesinde yer alacaksın, ülkeye savaşa girmişcesine zarar vereceksin ve beraat edeceksin, öyle mi?

Peki, bu durum Yüksel Aslan gibi hakkını barışcıl arayanlara ayıp, yazık, günah, adaletsizlik değil mi?

Kavala’ya verilen ceza hakkında ne mi düşünüyorum?

Aşağıdaki şiiri okuyun, anlarsınız.

Bir kurt vardı malı çalınan,

Bir tilki vardı komşusu çok fena tanınan,

Mutlak malımı çalan bu tilkidir diyordu,

Maymunun huzurunda kuruldu divan.

Maymun bunalıyordu adalet divanında,

Maymun hakim olalı görmemişti daha böyle dava.

Nihayet hükmünü bildirdi başkan,

Dedi, cezalandırdım senide, senide.

Kurt, iftira ediyor bir malı çalınmadan,

Bay tilkiye gelince o dur bu malı çalan.

Maymun şunu anlatmak istemişti fikrince,Boşa gitmez, kötüye bir ceza verilince…..

“İbreti alem için” diye bir atasözümüz varsa, işte o, bu davada tecelli etmiştir.

Ne demişti bir içişleri bakanımız?

Oh, oooooh, ooooooooh.