IRH’den İsrail’in Gazze Planına Sert Tepki “Zorla Göç ve İşgal Uluslararası Hukuka Aykırıdır”

GİESSEN –  IRH, bu adımın İsrail’in sağcı hükümeti tarafından yürütülen yayılmacı ve halkı yok etmeye yönelik politikaların yeni bir aşaması olduğunu vurguladı.

IRH Başkanı Ramazan Kuruyüz imzasıyla 8 Ağustos 2025 tarihinde yayımlanan açıklamada, Gazze’nin askeri kontrol altına alınması ve Filistinlilerin meşru temsilciliği olmadan alternatif bir sivil yönetim kurulması planlarının, halkı zorla göçe zorlayacağı ve bölgeyi yaşanamaz hale getirmeyi amaçladığı belirtildi.

“Derhal Ateşkes ve İki Devletli Çözüm Görüşmeleri Başlamalı”

Açıklamada, İsrail hükümetine çağrıda bulunularak askeri planların derhal durdurulması, Gazze’de ateşkesin kabul edilmesi ve adil bir iki devletli çözüm için ciddi müzakerelere başlanması gerektiği vurgulandı.

Aksi yöndeki her askeri adımın, bölgesel istikrarı ve uluslararası barışı tehdit ettiği, ayrıca Filistin halkının zaten felaket düzeyinde olan insani durumunu daha da ağırlaştıracağı belirtildi.

“Uluslararası Toplum Sessiz Kalmamalı”

IRH, Birleşmiş Milletler, BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası topluma da sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu.

Açıklamada, “İsrail’in uluslararası hukuku ve insan haklarını ihlal eden politikaları karşısında bağlayıcı önlemler alınmalı, Gazze’de tam bir etnik temizlik yaşanmadan önce harekete geçilmelidir” denildi.

“Almanya Koşulsuz Destek Politikasını Gözden Geçirmeli”

Almanya hükümetine de çağrı yapan IRH, İsrail’deki sağcı hükümete verilen koşulsuz desteğin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

“Bu destek, bir halkın yerinden edilmesini ve soykırım boyutuna ulaşan uygulamaları meşrulaştırmamalıdır” denilen açıklamada, Almanya’nın AB, BM ve barış yanlısı ülkelerle birlikte İsrail’in işgal planlarına açıkça karşı çıkması gerektiği ifade edildi.

“Barış, Hukuk ve İnsan Haklarıyla Sağlanır”

IRH Başkanı Ramazan Kuruyüz, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Gazze’de, İsrail’de ve dünyanın her yerinde barış, ancak uluslararası hukuka saygı, diplomatik çözümler ve temel insan haklarının gözetilmesiyle sağlanabilir – şiddet, işgal ve zorla göçle değil.”