DOLAR

32,2206$% -0.08

EURO

34,7265% 0.11

STERLİN

40,3635£% 0.11

GRAM ALTIN

2.396,93%0,17

ÇEYREK ALTIN

3.923,00%-0,58

BİTCOİN

1976398฿%-1.15387

İkindi Vakti a 16:58
Amsterdam PARÇALI BULUTLU 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Hollanda Seçimlerinde Oyum Denk Partisi’ne

Siyasi partilerin, Türk ve Müslüman kökenli adaylara ilgi duymaması ve hatta dışlaması, Hollanda’da yaşayan ve sayıları 2 milyona yaklaşan Müslümanın, DENK partisine yöneleceğine dair sinyaller veriyor.

Başbakanlık yarışını kazanmak için, en çok oy almanın şart olduğu Hollanda’da 3 parti kıyasıya yarışacak.

Başbakanlığa en büyük aday Pieter Omtzigt ve Dilan Yeşilgöz’ün olumsuz davranışları göz ardı edililirken, üçüncü aday Frans Timmermans tilki yürüyüşü yapıyor.

Bir gazeteci Yeşilgöz için ‘Yalancı ve mefaatçı’ diyor…

(Altta haberin Hollandacasını bulacaksınız)
(Onderaan vind u de Nederlandse vertaling)

…………….

  • İlhan KARAÇAY’ın seçim analizi:

Bazılarını üzecek, bazılarını da şaşırtacak olan bu yazıma şöyle başlamak istiyorum:

Hollanda, demokrasi ve özgürlükler konusunda tarihsel olarak öne çıkan bir ülke. Yüksek özgürlükler, demokratik ilkeler ve hoşgörüye dayalı bir toplum yapısı ile bilinirler.

Hollandalılar, çoğulculuğu ve farklılıkları kabul etme konusunda genellikle öncü olmuşlardır. Bu değerleri benimsemiş bir toplum olarak, farklı kültürlerin, inançların ve düşüncelerin bir arada barış içinde yaşamasına olanak tanıyan bir ortam oluşturmuşlardır.

Hollanda’nın demokratik yapısı ve özgürlükçü atmosferi, birçok insanın takdirini kazanmıştır. Bu değerleri korumak ve desteklemek, uluslararası düzeyde de önemli bir örnek teşkil edebilir. Şayet Hollanda halkına teşekkür etmek istiyorsak, belki de paylaştığımız bu duygu ve düşünceleri doğrudan Hollandalılarla veya Hollanda’ya özgü platformlarda paylaşabiliriz. Herkesin anlayışına ve kültürel mirasına saygı duymak, küresel anlamda daha uyumlu bir dünya için önemli bir adım olabilir.

Önümüzdeki 22 Kasım günü Hollanda’da yapılacak olan genel seçimlerde, enflasyon, sağlık, konut, göç ve iklim konuları genel anlamda belirleyici rol oynayacak.

İsrail-Filistin savaşı nedeniyle, Filistin’de işlenen insanlık suçunun, Hollanda’daki seçimlere de yansıyacağına kaçınılmaz olarak bakılıyor.

Siyasi partilerin, Türk ve Müslüman kökenli adaylara ilgi duymaması ve hatta dışlaması, Hollanda’da yaşayan ve sayıları 2 milyona yaklaşan Müslümanın, DENK partisine yöneleceğine dair sinyaller veriyor.

Verkiezingen op 22 november 2023: wat vinden de partijen van media, marketing, reclame en AI? (Deel 1) - Marketing Report

Hollanda seçmeninin oy tercihinde sağlık hizmetleri (%65) ile ilk sırada yer alırken, bunu hükümetin güvenilirliği (%63) takip etmektedir. Enflasyon (%62), norm ve değerler (%60), göç ve sığınma (%55) oyların yönünü tayin edecektir.

Frans Timmermans, Dilan Yeşilgöz ve Pieter Omtzigt bir televizyon tartışmasında.

Pieter Omtzigt, Frans Timmermans ve Dilan Yesilgöz, başbakanlığa en yakın adaylar olarak görülüyor. NSC lideri Omtzigt hâlâ en yüksek puan alan politikacı olurken, onu VVD lideri Yesilgöz ve GroenLinks/PvdA lideri Timmermans üçüncü aday olarak takip ediyor.

Yaz tatili öncesi, mülteciler meselesi yüzünden düşen dördüncü Rutte hükümeti, beraberinde siyasi depremleri getirmişti. Hükümetin düşmesiyle, başta iktidar partileri VVD, D66 ve CDA’nın liderleri istifa ederek, siyasetten çekildiklerini açıklamışlardı. Bu istifayı muhalefet partileri de takip ederek, hemen hemen tüm siyasi parti liderleri, (Sosyalist Partilideri hariç) 22 Kasım seçimlerinde aday olmadılar.

Diğer taraftan, insanlığın gözü önünde bir milletin yok edilişi, İsrail’in Filistin’i haritadan silme girişimi karşısında, başta Başbakan Rutte ve partisi olmak üzere, diğer siyasi partilerin yanlı tutumu, Hollanda’daki Müslümanları rahatsız etti. Sol partilerin bile İsrail hükümetinin yaptıklarının yanında olmaları, geçen dönem Yeşil Sol partisinden milletvekili seçilen Temsilciler Meclisinin tek baş örtülü milletvekili Kauthar Bouchallikht’in adaylıktan çekilmesini beraberinde getirdi.

Bu iki somut gelişme ve Filistin’deki zulüm karşısında, çifte standartlı olan siyasi partilerin tutumu, Hollanda’da yaşayan Müslümanların önemli bir bölümünü, DENK partisine yönlendirdi. DENK partisi lideri, Stephan van Baarle’nin, gerek Temsilciler Meclisi kürsüsünde, gerek televizyon tartışma programlarında ve İsrail karşıtı mitinglerde, haksızlığın karşısında susmaması, Hollanda’daki Türklerin ve Müslümanların ve pek çok Hollandalı’nın 22 kasım seçimlerinde, oylarını DENK’e vermeye sevk edecek.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, kleding, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda siyasi partilerinin, ülkede yaşayan yarım milyondan fazlası Türk toplumu ile iki milyona yakın Müslüman toplumunu adeta hiçe saymaları ve dikkate almamaları karşısınnda yapılacaklar tabii ki bellidir.
“Madem siz bizi ciddiye almıyorsunuz, biz de gider ‘adaletsizliğe dur demenin vakti geldi’ diyerek, DENK Partisi’ne akacak olan Müslümanlar için başka seçenek kalmamıştır.
İşte bu nedenle, 22 Kasım seçimlerinde rüzgar DENK partisi lehine esmektedir. Müslümanlar ve diğer azınlıklar, milletvekili listelerinde düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyen partilere inat, zulme ‘hayır’ diyen DENK’ten başka çare görmemektedirler.

Afbeelding met tekst, kleding, pak, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Tunahan Kuzu ve Farid Azarkan’ın liderlikten ayrılmalarından sonra dağılacağı ve hatta yok olacağı tahmin edilen DENK Partisi’nin, Stephan van Baarle’nin siyasi liderliğinden sonra hiçbir şansı olmadığı fikri ağırlık kazanırken, Van Baarle’nin, gerek Temsilciler Meclisi kürsüsünde, gerek televizyon tartışma programlarında ve gerekse İsrail karşıtı mitinglerde, haksızlığın karşısında susmaması, DENK Partisi’ne gönül vermiş olanların dışındaki yerli ve yabancı seçmenlerde büyük bir memnuniyet yarattı.

Babası, Hollanda’ya kısa bir ziyaret yapmış bir Türk olan Van Baarle, bu nedenle Türkler’in de sempatisini kazanmıştır.
Başlangıçta yok olacağı düşünülen DENK Partisi’nin, son anketlerde, 3 olan sandalye sayısı dörde ve hatta beşe yükseleceği görülüyor.
Böyle bir durum karşısında, her nerede olursa olsun, seçimlerde rengini belli etmemesi gereken benim gibi bir gazeteci de, ‘Oyum DENK Partisinedir’diyor.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
DENK Partisi’nin seçim listesindeki ilk üç sırada Stephan van Baarle, Doğukan Ergin ve İsmail El Abbasi yer alıyor. Üçünün de seçilmesine garanti gözüyle bakılıyor.

Tunahan Kuzu’nun seçim kampanyasını organize işlerine üzerine almış olması, DENK Partisi için tabii ki yararlı olacaktır. Ejder Köse’nin Parti Başkanlığı, Stephan van Baarle’nin de siyasi liderlik rolünü alması, DENK Partisi’ne çok şey kazandıracaktır.

Afbeelding met verzameling, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving
Listede yer alan ilk üç sıradan sonra, 46’ıncı sıraya kadar yer alan adayların dört ve hatta beşincisi de kazanacaklar sınıfına girebilir. Tabii ki tercihli oylar da sıralamayı değiştirebilecek.

Afbeelding met Menselijk gezicht, person, kleding, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Öte yandan, Türkler İçin Danışma Kurulu İOT Başkanı Zeki Baran, Hollanda’daki Türk toplumunu sandık başına gitmeye çağırdı. Baran yaptığı açıklamasında, “VVD Partisi Hollanda’ya göçü önemli ölçüde sınırlamak istiyor ve bu amaçla gerekirse PVV ile işbirligi yapacak. VVD sıkı göç politikasını nasıl uygulayacak? Parti içinde yapılan tartışmalarda sıkça gündeme geldiği şekilde, Hollanda’nın göçmenler için daha az çekici hale gelmesi, temel çıkış noktalarından birisi. Bu durumda VVD ağırlıklı sağ bir koalisyon hükümetinin işbaşına gelmesi halinde, uygulanacak göç karşıtı politikalardan tüm göçmenler gibi Türkler de olumsuz etkilenecekler.” dedi.
22 Kasım Çarşamba günü sandığa giderek, tercihinizi belli edin. Oyunuz boşa gitmesin!

HOLLANDALILAR’IN GÖZ ARDI ETTİĞİ VEYA GÖREMEDİĞİ GERÇEKLER:

Hollanda’da, siyasi hareketliliği ile hükümet düşürecek kadar güçlenen ve sempati kazanan Pieter Omtzigt için daha önce, “Omtzigt seviliyor ama eşi değil” gibi bir başlıkla bir şeyler yazmıştım. Omtzigt’in hükümet düşürecek kadar sempati kazandığını, ne varki eşi Ayfer Koç’un, Belediye meclis üyeliği yaptığı Enschede şehrinde sempatik bulunmadığını, gazetelere verdiği Türkiye aleyhindeki beyanatları nedeniyle de Türkler tarafından sevilmediğini yazmıştım. O yazıdan sonra Ayfer Koç hanım beni telefonla aradı ve itirazlarını belirtti. Ben de kendisine, ‘Anlatmak istediklerinizi yazın, nokta ve virgülüne kadar aynen yayınlayayım’dedim ama maalesef bir yazı gelmemişti.

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving
– Pieter Omtzigt ve eşi Ayfer Koç

Şimdi, gelelim sevilen Omtzigt’in bende bıraktığı izlenime:
Hatırlayacaksınız, daha önceki koalisyon çalışmaları sırasında, Omtzigt için bir Bakanlık önerisi yapan aracıya, ‘Başka göreve’ diye bir not düşen Başbakan Rutte’nin bu çıkışı pek çok kimse tarafından farkedilmemişti.

Evet, Omtzigt, Rutte’nin koalisyon hükümetini devirmişti ve Rutte de ona bu yüzden kızmış olabilirdi. Ama hiç kimse, Rutte’nin Omtzigt’e, bir arabuluculuk yüzünden sırt çevirmiş olabileceğini hiç düşünmemişti. Neydi Rutte’yi bu kadar kızdırabilecek arabuluculuk?
Yine hatırlayacaksınız, Sywert van Lienden adında bir ünlü, corona salgını sırasında Hollanda devletine 40 milyon ağız maskesi satmıştı. “Şahsi kâr yapmıyorum, geliri yardım kuruluşuna veriyorum” diyerek bu satışı yapan Van Lienden, daha sonra 80 milyon adetlik bir satış için, Pieter Omtzigt ile birlikte Rutte’ye gitmişti Rutte ile görüşen ikili daha sonra ilgili Bakan ve diğer bürokratlar ile de görüşmüştü.

Daha sonra Van Lienden’in yalan söylediği ve alış satış işlemini yardım Vakfı üzerinden değil, ortak olduğu bir limited şirket üzerinden yaptığı ve çok para kazandığı anlaşıldı. Yargılanan Van Lienden için ‘Hollanda’nın Sülün Osman’ı başlıklı bir yorum yazdığımı da hatırlayacaksınız. Mahkeme Van Lienden ve ortaklarının tüm mallarına el koydu. Yargı hâlâ devam ediyor.

Afbeelding met buitenshuis, kleding, persoon, schoeisel Automatisch gegenereerde beschrijvingYukarıdaki fotoğraf ile saptanan Rutte-Omtzigt kavgası:

Koalisyon çalışmaları için Annemarie Jorritsma ve Kajsa Ollongren arabulucu olarak seçilmişlerdi. Arabulucuların, Başbakan Rutte ile yapmış oldukları görüşme sonrasında yapılan açıklamalarda, önemli bir konu dile getirilmemişti. Bu konu, büyük bir tesadüf eseri, çekilen bir fotoğraf sayesinde su yüzüne çıkmıştı.
Yağmurlu bir günde elinde dosyalarla yürüyen Ollogren’in bir fotoğrafı çekilmişti. O fotoğrafta, dosyanın görülen yüzündeki sayfa büyütülünce, ‘Omtzigt’e başka bir görev’ satırı rahatça okunuyordu.

İşte bu fotoğraf, Başbakan Rutte’nin arabuluculara, ‘Omtzigt’i kabinede istemiyorum’ demiş olduğunu ortaya seriyordu.

Omtzigt ile Van Lienden arasındaki ilişkinin analizi:

Pieter Omtzigt’in Mark Rutte ve Sywert van Lienden arasındaki aracılık rolünün etik çerçevesini ve olası sonuçlarını anlamak önemlidir. Omtzigt, bir milletvekili olarak, çıkarları temsil ederken ve taraflar arasında bağlantı kurarken şeffaflık ve dürüstlükle hareket etme sorumluluğuna sahiptir. Van Lienden gibi üçüncü bir tarafın başbakanla görüşmelere dahil edilmesi, özellikle Omtzigt ve Van Lienden arasında kişisel veya iş ilişkileri varsa, çıkar çatışmaları konusunda soru işaretlerine yol açabilir.

Şeffaflık ve dürüstlük: Siyasetçilerin, özellikle taraflar arasındaki görüşmeleri kolaylaştırırken şeffaflık ve dürüstlükle hareket etme sorumluluğu ve bunun çıkar çatışması algılarını nasıl etkileyebileceği.

Milletvekillerinin rolü:Milletvekillerinin davranışlarına ilişkin beklentiler ve bunun halka ve temsil ettikleri çıkarlara karşı sorumluluklarıyla nasıl ilişkili olduğu.

Siyasete duyulan güven üzerindeki etki: Siyasi karar alma süreçlerinin bütünlüğüne yönelik kamu güvenini korumak için açıklık ve dürüstlüğün önemi.

Etik kurallara uygunluk: Bu tür durumlar için geçerli olan etik kuralların ve yasaların incelenmesi ve Omtzigt’in eylemlerinin bu kurallara uygun olup olmadığı.

Dengeli bir bakış açısı sağlamak, farklı bakış açılarını vurgulamak ve gerçeklerin ve etik hususların daha derinlemesine analiz edilmesine olanak tanımak çok önemlidir.

Şimdi, Rutte’nin, Omtzigt için neden ‘Başka bir görev’ dediğini az da olsa anladınız mı?
Ben anladım ama pek çok Hollandalı anlayamadı.

Türkiye’nin Sülün Osmanı Hollanda’nın Sülün Osmanı Van Lienden

Omtzig için ikinci bir sakıncalı durum ise, geçen hafta yayınladığım, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış birinin serbest bırakılması için yapılmakta olan kampanyalara dahil olması ve kendisini hapishanede sık sık ziyaret etmiş olması gösteriliyor.

Omtzigt’in insanlar üzerindeki en itici davranışından biri de, “Başbakanlık yapmayı düşünmüyorum” demesidir. Omtzigt defalarca verdiği beyanlarında, birinci parti seçilmeleri durumunda, kabineyi kendisinin değil, bir başkasının kurma ihtimalinden söz ediyor.
Başbakanlığı kendi partisinden bir başkasının veya koalisyon ortaklarından birinin yapabileceğinden söz eden Omtzigt, azınlık kabinesini tercih edeceğini de söylüyor.
İşte, son günlerdeki bu beyanatlar seçmen üzerinde tereddüt yaratıyor.
Omtzigt’in bu davranışına şüpheyle bakanların çoğu kendisine oy vermeyecektir tabii.

Omtzigt için sakıncalar bunlardı.

DİLAN YEŞİLGÖZ’ÜN SAKINCALARI

‘Dilan Yeşilgöz için sakıncalarımız ne?’ diye soracaksınız.
Yeşilgöz için ilk sakınca, kendisi bir siyasi sığınmacı ailenin kızı olduğu halde, ilticacılığa karşı olduğunu açıklaması birinci sakınca olmalı.
Irkçı siyasetçi Wilders ile koalisyon kurmakta tereddüt etmeyeceğini belirtmesi de ikinci sakınca olmalı.

Afbeelding met kleding, persoon, overdekt, meubels Automatisch gegenereerde beschrijvingDilan Yeşilgöz, çok eleştirildiği, kalaşnikoflu nine fotoğrafının önünde verdiği pozu ile…

Kendisinden ‘Türk kökenli’ ve ‘Türkiyeli’ diye söz edilmesine çok kızan Yeşilgöz, bu tavrını son televizyon söyleşisinde göstermişti. Muhatabının, ‘Şimdi gelelim sizin ülkeniz Türkiye’ye’ sözüne çok kızan Yeşilgöz, “Türkiye hiç bir zaman benim ülkem olmadı. Benim Türk pasaportum da olmadı” diye hiddetlenerek Türkiye ve Türkleri böylece rencide etmişti.
Kaldı ki biz kendisinden hep ‘kızımız’olarak söz ediyorduk.

BİR SKANDAL DA SPORDA

Dilan Yeşilgöz ve VVD Partisi, seçim öncesinde kuralları çiğnemeye devam ediyorlar. Son skandal, dünya şampiyonu bir sporcuya yapıldı. Bakınız Platform Dergisi bu konuyu nasıl yayınlamış:

Hollanda’da başbakan adayı Dilan Yeşilgöz’ün, Dünya Ağır Sıklet Kickboks Şampiyonu Rico Verhoeven ile birlikte ringe çıktığını gösteren video, siyasi tartışma yarattı.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, persoon, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda’da Dünya Ağır Sıklet Kickboks Şampiyonu Verhoeven’dan
VVD lideri Dilan Yeşilgöz’e ‘siyasi istismar’ suçlaması.
Verhoeven, Hollanda Olimpiyat Komitesi ve Spor Federasyonu (NOC* NSF) tarafından hazırlanan bir videonun, VVD tarafından siyasi amaçla kullanıldığını savunarak, tepki gösterdi.
NOC*NSF de tartışma sonrası açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu VVD’nin bir kampanya videosu değil, bu bizim kampanyamız. Amaç, imkanları kısıtlı insanlara spor yapabilecekleri bir alan sağlamaktı” denildi.

Yeşilgöz, NOC*NSF tarafından, sosyal açıdan dezavantajlı gençlerin spora kazandırılması amacıyla başlatılan “Siyaset, harekete geç!” başlıklı kampanyaya destek amacıyla, 2 hafta önce Rico Verhoeven ile ringe çıktı.

Kickboks antrenmanı sırasında çekilen video, 22 Kasım’da yapılacak erken seçim öncesi, hem Yeşilgöz hem de VVD’nin resmi sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.
VVD’nin mesajında, “Parti liderimiz Dilan Yeşilgöz, Rico Verhoeven ile birlikte ringe çıktı” denildi.
Verhoeven, Pazartesi akşamı katıldığı bir televizyon programında, NOC*NSF videosunun, siyasi propaganda için kullanılmasına tepki gösterdi.

Kendisini siyasi istismara uğramış hissettiğini belirten Verhoeven, videonun yayımlanmasının ardından, Artık ‘VVD yanlısı’ gibi göründüğünü söyledi.
Hollandalı sporcu, “Bu hiç de komik değil. Bu videonun amacı bu değildi. Şimdi herkes, ‘Rico, VVD yanlısı’ diyor. Ben ne sağcıyım ne de solcu. Siyasete fazla karışmak istemiyorum” dedi.

NOC*NSF sözcüsü ise Hollanda medyasına yaptığı açıklamada, kampanyanın siyasi tartışmaların içine çekilmesini, Rico Verhoeven ve çevresi açısından çok can sıkıcı bulduklarını söyledi.
AD gazetesine konuşan sözcü, “Bu VVD’nin bir kampanya videosu değil, bu bizim kampanyamız, parasını biz ödüyoruz” dedi.
NOC*NSF’nin siyasi açıdan tarafsız olduğunun da altını çizen sözcü, kampanyaya destek için 5 parti liderinin, değişik dallardan 5 sporcuyla kamera karşısına geçtiğini belirtti.

HOLLANDALI GAZETECİ DE “YALANCI VE MENFAATÇI” DEDİ

Jeroen Corduwener

Bakınız, Jeroen Corduwener adlı ünlü bir gazeteci, Dilan Yeşilgöz’e yazdığı açık mektubunda neler demiş:

Bayan Yeşilgöz

Hollanda’ya 7 yaşında bir kız çocuğu olarak, mülteci bir çocuk olarak bir tekneyle geldiğinizi iddia ediyorsunuz. Sizin tarafınızdan 20 yıl önce tarif edilen bu iddiaya karşı, Hollanda’ya Hollanda hükümeti tarafından ödenen bir bilet ile KLM uçağıyla, aile birleşiminin bir parçası olarak getirildiniz.

Kısa bir süre Sosyalist Parti üyesi olduğunuzu ve kısa süre sonra partiden ayrıldığınızı iddia ediyorsunuz. Gerçek şu ki, yedi yıl boyunca SP’nin bir üyesi oldunuz, orada bir yönetim kurulu üyesi pozisyonunda bulundunuz ve sığınmacılara “üçüncü sınıf vatandaş” olarak davrandığını söylediğiniz dönemin Devlet Bakanı Rita Verdonk’un, sığınma politikasına karşı bir gösteriye liderlik ettiniz. “Şayet15 yıl sonra kaçmış olsaydık, şu anda hala bir ilticacı kampında oturuyor ve sınır dışı edilmeyi bekliyor olurdum” demiştiniz.

Size bir mülteci olarak mağdur muamelesi yaptıklarını iddia ederek SP’den ve İşçi Partisi ya da Yeşil Sol’dan ayrıldığınızı belirtiyorsunuz. SP’ye göre bu hikayenin hiç biri doğru değil.
Kendi isteğiniz dışında 7 yıl boyunca mağdur muamelesi görmenize neden izin verdiniz.
Yönetim kuruluna seçildiniz, sert iltica politikalarına karşı bir gösteri düzenlediniz?

Amsterdam’ın merhum Belediye Başkanı Van der Laan’ın güvenlik politikası konusunda yakın çalışma arkadaşı olduğunuzu iddia ediyorsunuz. Ancak o dönemdeki meslektaşlarınıza göre, gerçek şu ki, siz bu alandaki pek çok devlet memurundan biriydiniz. Follow the Money’de çalışan o meslektaşlarınızdan biri, “Tipik Dilan, kendini olduğundan daha büyük gösteriyor” dedi.

Hırslarınız kariyerinizle senkronize olmadığı bir sırada, kendinizi Ayaan Hirsi Ali’nin yerine geçmeye layık görüldünüz ve VVD’ye geçtiniz:

Selefiniz Bay Rutte yalanlar içinde yüzüyordu ve bunu başbakanlığı sırasında sürekli yaptı. Hoş değil, hiç değil, ama başbakanlığa giden yolu açmak için yalan ve hileyi kullandığı için onu suçlayamayız.

Ama siz yaptınız. Şimdi geçmişinizle tutarsız bir resim çiziyorsunuz. Ve böylece kendi tarihinizi uyarlıyorsunuz. Mültecilerle ilgili şu anki kuduz ama gerçekte yanlış görüşlerinizi kanıtlamak amacıyla yapıyorsunuz bunları.

Böylece, sadece kendi kariyeriniz için mültecileri mağdur etmekle kalmıyorsunuz. Hepsinden önemlisi, insan hakları aktivisti ve avukatı sığınmacı bir babanın kızı ve bir mülteci örgütünün yöneticisi olarak mültecilerin çıkarları için barikatlarda bulunan bir annenin kızı olarak kendi kökeninizi inkâr ediyorsunuz.

Bunları yapamazsınız. Barikatları lüksle takas ettiniz ve oradan, ilk başta çok sıkı ve sert bir şekilde ilan ettiğiniz görüşleri reddediyorsunuz.

İlkelerini açıkça inkar eden, dahası bu konuda açıkça yalan söyleyen, kişisel hırsları uğruna kendisinin de ait olduğu mültecilerin çıkarlarını küçümseyen bir başbakan adayıyla Hollanda’daki bizler ne yapacağız?

SONUÇ
Seçime 12 gün kala yazmış olduğum yukarıdaki yorumlarda eleştirilen Dilan Yeşilgöz için eleştiriler bundan sonraki günlerde de devam edecektir. Güçlü partiyi güçsüz duruma düşürecek olan Yeşilgöz için bu seçim, ‘son seçim’olacak gibi görülüyor.

Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
******************************

Yazının Hollandacası

MIJN STEM VOOR DE DENK BIJ DE NEDERLANDSE VERKIEZINGEN…

Stephan van Baarle, de huidige leider van de DENK-partij, die is opgericht door Turken en alle buitenlanders omarmt in plaats van politieke partijen die de problemen van buitenlanders en vooral moslims die in het land wonen negeren, heeft ook Turks bloed.

Om de race om het premierschap te winnen, zullen 3 partijen elkaar fel beconcurreren in Nederland, waar het essentieel is om de meeste stemmen te krijgen.

Terwijl de negatieve gedragingen van Pieter Omtzigt en Dilan Yeşilgöz, de grootste kandidaten voor het premierschap, worden genegeerd, doet de derde kandidaat Frans Timmermans een vossenwandeling.

Een journalist noemt Yesilgöz ‘een leugenaar en een manipulator’…

İlhan KARAÇAY’s verkiezingsanalyse:

 

Ik wil dit artikel, dat sommigen van streek zal maken en anderen zal verrassen, als volgt beginnen:

Nederland is een land dat zich van oudsher heeft onderscheiden op het gebied van democratie en vrijheden. Ze staan bekend om hun hoge vrijheden, democratische principes en een samenleving gebaseerd op tolerantie. Nederlanders zijn vaak pioniers geweest in het accepteren van pluralisme en diversiteit. Als samenleving die deze waarden heeft omarmd, hebben ze een omgeving gecreëerd waarin verschillende culturen, overtuigingen en gedachten vreedzaam kunnen samenleven.

De democratische structuur en liberale sfeer van Nederland hebben de bewondering van veel mensen gewonnen. Het behouden en bevorderen van deze waarden kan een belangrijk voorbeeld zijn op internationaal niveau. Als we het Nederlandse volk willen bedanken, kunnen we onze gevoelens misschien rechtstreeks delen met het Nederlandse volk of op Nederland-specifieke platforms. Het respecteren van ieders begrip en culturele erfgoed kan een belangrijke stap zijn op weg naar een meer harmonieuze wereld.

Bij de algemene verkiezingen die op 22 november in Nederland worden gehouden, zullen inflatie, gezondheid, huisvesting, immigratie en klimaatkwesties in algemene termen een beslissende rol spelen.

Door de Israëlisch-Palestijnse oorlog is het onvermijdelijk dat de misdaden tegen de menselijkheid die in Palestina worden gepleegd, hun weerslag zullen hebben op de verkiezingen in Nederland.

Het feit dat politieke partijen niet geïnteresseerd zijn in kandidaten van Turkse en moslimafkomst en deze zelfs uitsluiten, geeft aan dat de in Nederland wonende moslims, van wie het aantal de 2 miljoen nadert, zich tot de DENK-partij zullen wenden.

Verkiezingen op 22 november 2023: wat vinden de partijen van media, marketing, reclame en AI? (Deel 1) - Marketing Report

In de stemvoorkeur van de Nederlandse kiezers staat gezondheidszorg (65%) op de eerste plaats, gevolgd door de betrouwbaarheid van de overheid (63%). Inflatie (62%), normen en waarden (60%), immigratie en asiel (55%) zullen de richting van de stemmen bepalen.

Afbeelding met pak, kleding, persoon, person Automatisch gegenereerde beschrijvingFrans Timmermans, Dilan Yeşilgöz en Pieter Omtzigt in een televisiedebat.

Pieter Omtzigt, Frans Timmermans en Dilan Yeşilgöz worden gezien als de beste kandidaten voor het premierschap. NSC-leider Omtzigt is nog steeds de hoogst gewaardeerde politicus, gevolgd door VVD-leider Yeşilgöz en GroenLinks/PvdA-leider Timmermans als derde kandidaat.

De val van het vierde kabinet Rutte over de vluchtelingenkwestie voor de zomervakantie zorgde voor politieke aardbevingen. Met de val van het kabinet traden de leiders van de regeringspartijen VVD, D66 en CDA af en kondigden aan zich terug te trekken uit de politiek. Dit aftreden werd gevolgd door de oppositiepartijen en bijna alle partijleiders (behalve de Socialistische Partij) stelden zich niet kandidaat voor de verkiezingen van 22 november.

Aan de andere kant stoorden de vernietiging van een natie voor de ogen van de mensheid, de poging van Israël om Palestina van de kaart te vegen, de bevooroordeelde houding van andere politieke partijen, vooral premier Rutte en zijn partij, de moslims in Nederland. Het feit dat zelfs de linkse partijen voorstander waren van de acties van de Israëlische regering leidde tot het terugtrekken van Kauthar Bouchallikht, de enige hoofddeksel-afgevaardigde van de Tweede Kamer, die afgelopen zittingsperiode werd gekozen als Kamerlid van de partij GroenLinks.

Deze twee concrete ontwikkelingen en de houding van politieke partijen die met twee maten meten tegen de onderdrukking in Palestina hebben een aanzienlijk deel van de in Nederland wonende moslims naar de partij DENK geleid. Het feit dat de leider van de DENK-partij, Stephan van Baarle, niet zwijgt tegenover het onrecht, zowel in de Tweede Kamer als in discussieprogramma’s op televisie en anti-Israël rally’s, zal Turken en moslims in Nederland en veel Nederlanders aanmoedigen om op DENK te stemmen bij de verkiezingen op 22 november.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, kleding, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Wat te doen tegenover het feit dat de Nederlandse politieke partijen de Turkse gemeenschap van meer dan een half miljoen en de moslimgemeenschap van bijna twee miljoen die in het land wonen bijna negeren en negeren, is natuurlijk duidelijk.

“Omdat jullie ons niet serieus nemen, hebben we geen andere optie meer voor de moslims die naar de DENK Partij zullen stromen door te zeggen ‘het is tijd om het onrecht te stoppen’.

Daarom waait de wind in het voordeel van de DENK-partij bij de verkiezingen van 22 november. Moslims en andere minderheden zien geen andere keuze dan DENK, die ‘nee’ zegt tegen onderdrukking, ondanks de partijen die geen vrijheid van denken kunnen tolereren op hun parlementaire lijsten.

Afbeelding met tekst, kleding, pak, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Terwijl het idee dat de DENK-partij, waarvan werd voorspeld dat deze uit elkaar zou vallen en zelfs zou verdwijnen na het vertrek van Tunahan Kuzu en Farid Azarkan uit de leiding, geen kans meer had, na het politieke leiderschap van Stephan van Baarle, heeft Van Baarle’s weigering om te zwijgen tegenover onrecht, zowel in de Tweede Kamer, in televisie-discussieprogramma’s en in anti-Israël rally’s, grote tevredenheid gecreëerd bij andere lokale en buitenlandse kiezers dan diegenen die de DENK-partij een warm hart toedragen.

Van Baarle, wiens vader een Turk was die Nederland kort bezocht, heeft daarmee ook de sympathie van Turken gewonnen.

De DENK-partij, waarvan aanvankelijk werd gedacht dat ze zou verdwijnen, lijkt in de laatste peilingen haar zetelaantal te verhogen van 3 naar vier of zelfs vijf.

Geconfronteerd met een dergelijke situatie zegt een journalist zoals ik, die zijn kleur bij de verkiezingen niet mag prijsgeven waar hij ook is, “Mijn stem is voor de DENK-partij”.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Stephan van Baarle, Doğukan Ergin en Ismail El Abbasi staan op de eerste drie plaatsen op de verkiezingslijst van de DENK-partij. Alle drie zijn ze vrijwel zeker van verkiezing.

Het feit dat Tunahan Kuzu de organisatie van de verkiezingscampagne op zich heeft genomen, is natuurlijk gunstig voor de DENK-partij. Ejder Köse die de rol van partijvoorzitter op zich neemt en Stephan van Baarle die de rol van politiek leider op zich neemt, zullen de DENK-partij veel brengen.

Afbeelding met verzameling, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Na de eerste drie plaatsen op de lijst kunnen vier of zelfs vijf van de kandidaten die tot de 46e plaats staan ook als winnaars worden aangemerkt. Voorkeursstemmen kunnen de ranglijst natuurlijk ook veranderen.

Afbeelding met Menselijk gezicht, person, kleding, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Aan de andere kant riep Zeki Baran, voorzitter van het Inspraak Orgaan Turken (IOT), de Turkse gemeenschap in Nederland op om te gaan stemmen. In zijn verklaring zei Baran: “De VVD wil de immigratie naar Nederland aanzienlijk beperken en zal hiervoor zo nodig samenwerken met de PVV. Hoe gaat de VVD haar strenge immigratiebeleid uitvoeren? Een van de belangrijkste uitgangspunten is dat Nederland minder aantrekkelijk wordt voor immigranten, zoals vaak besproken in discussies binnen de partij. Als er dan een door de VVD gedomineerde rechtse coalitieregering komt, zullen Turken, net als alle immigranten, negatieve gevolgen ondervinden van het te voeren anti-immigratiebeleid.”

FEITEN DIE NEDERLANDERS NEGEREN OF NIET ZIEN:

Ik had eerder iets geschreven over Pieter Omtzigt, die sterk genoeg werd om de regering in Nederland ten val te brengen met zijn politieke mobiliteit en sympathie kreeg, met een titel als “Omtzigt is geliefd maar zijn vrouw niet”. Ik had geschreven dat Omtzigt genoeg sympathie had gekregen om de regering ten val te brengen, maar dat zijn vrouw Ayfer Koç niet geliefd was in Enschede, waar ze lid was van de gemeenteraad, en dat ze niet geliefd was bij Turken vanwege haar uitspraken tegen Turkije in de kranten. Na dat artikel belde mevrouw Ayfer Koç me op en uitte haar bezwaren. Ik zei tegen haar: “Schrijf op wat je wilt zeggen en ik zal het precies zo publiceren, tot op de punt en de komma”, maar helaas kwam er geen artikel.

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving                                      Pieter Omtzigt en zijn vrouw Ayfer Koç

Dan nu mijn indruk van de populaire Omtzigt:

U zult zich herinneren dat tijdens de vorige coalitieonderhandelingen de uitval van premier Rutte door velen niet werd herkend toen hij de tussenpersoon die Omtzigt een ministerspost had aangeboden een briefje schreef met de tekst “‘functie elders’.

Ja, Omtzigt had Ruttes coalitieregering omvergeworpen en Rutte was daar misschien boos om. Maar niemand had ooit gedacht dat Rutte Omtzigt de rug zou toekeren vanwege een bemiddeling. Welke bemiddeling zou Rutte zo boos hebben kunnen maken?

Je herinnert je misschien dat een beroemdheid genaamd Sywert van Lienden tijdens de coronapandemie 40 miljoen mondmaskers aan de Nederlandse staat verkocht. Van Lienden, die deze verkoop deed door te zeggen “Ik maak geen persoonlijke winst, ik geef de inkomsten aan de hulporganisatie”, ging later samen met Pieter Omtzigt naar Rutte voor een verkoop van 80 miljoen stuks.

Later werd bekend dat Van Lienden had gelogen en dat hij de verkoop niet via de hulpstichting had gedaan, maar via een BV waarin hij vennoot was, en dat hij veel geld had verdiend. Je zult je ook herinneren dat ik een commentaar heb geschreven over Van Lienden, die terecht staat, getiteld ‘De fazant Osman van Nederland’. De rechtbank heeft beslag gelegd op alle eigendommen van Van Lienden en zijn partners. Het vonnis loopt nog.

Afbeelding met buitenshuis, kleding, persoon, schoeisel Automatisch gegenereerde beschrijvingAantekeningen verkenner Ollongren per ongeluk zichtbaar: ‘Omtzigt, functie elders’


Annemarie Jorritsma en Kajsa Ollongren zijn gekozen als bemiddelaars voor de coalitiebesprekingen. In de verklaringen van de bemiddelaars na hun ontmoeting met premier Rutte werd één belangrijke kwestie niet genoemd. Deze kwestie kwam aan de oppervlakte dankzij een foto die door een groot toeval was genomen.

Er is een foto genomen van Ollogren die op een regenachtige dag met dossiers in zijn hand loopt. Op die foto was, wanneer de pagina aan de zichtbare kant van het dossier werd vergroot, de regel ‘functie elders’goed te lezen.

Uit deze foto bleek dat premier Rutte tegen de bemiddelaars had gezegd: “Ik wil Omtzigt niet in het kabinet”.

De analiese van de relatie tussen Omtzigt en Van Lienden:

Het is belangrijk om het kader van ethiek en de mogelijke implicaties van de rol van Pieter Omtzigt als tussenpersoon tussen Mark Rutte en Sywert van Lienden te begrijpen. Omtzigt, als parlementslid, heeft een verantwoordelijkheid om transparant en integer te handelen bij het behartigen van belangen en het verbinden van partijen. Het betrekken van een derde partij, zoals Van Lienden, in gesprekken met de Minister-President kan vragen oproepen over belangenverstrengeling, vooral als er persoonlijke of zakelijke relaties spelen tussen Omtzigt en Van Lienden.

Het schrijven over deze kwestie kan de volgende punten omvatten:

Transparantie en integriteit: De verantwoordelijkheid van politici om transparant en integer te handelen, met name bij het faciliteren van ontmoetingen tussen partijen, en hoe dit de perceptie van belangenverstrengeling kan beïnvloeden.

Rol van parlementsleden: De verwachtingen van het gedrag van parlementsleden en hoe dit zich verhoudt tot hun verantwoordelijkheden jegens het publiek en de belangen die ze behartigen.

Impact op vertrouwen in de politiek:Het belang van openheid en eerlijkheid om het vertrouwen van het publiek in de integriteit van politieke besluitvorming te behouden.

Naleving van ethische richtlijnen:Het onderzoeken van de ethische richtlijnen en wetten die van toepassing zijn op dergelijke situaties en of de handelingen van Omtzigt binnen deze richtlijnen vallen.

Het is cruciaal om een gebalanceerd perspectief te bieden, waarbij verschillende standpunten worden belicht en er ruimte is voor een diepere analyse van de feiten en ethische overwegingen.

Begrijp je nu een beetje waarom Rutte ‘functie elders’ voor Omtzigt zei?

Ik wel, maar veel Nederlanders niet.

Afbeelding met Menselijk gezicht, verven, kleding, persoon Automatisch gegenereerde beschrijvingTurkije’s Fazant Osman                             Van Lienden, Nederland’s Fazant Osman

Een tweede aanstootgevend aspect van Omtzigts gedrag is, zijn betrokkenheid bij de campagne voor de vrijlating van een tot levenslang veroordeelde man, die ik vorige week publiceerde, en zijn frequente bezoeken aan hem in de gevangenis.

Een van Omtzigts meest aanstootgevende gedragingen is dat hij zegt: “Ik ben niet van plan premier te worden”. Omtzigt heeft herhaaldelijk verklaard dat als de eerste partij wordt gekozen, hij niet zelf het kabinet zal vormen, maar iemand anders.

Omtzigt zegt dat iemand anders van zijn eigen partij of een van de coalitiepartners premier zou kunnen worden, en hij zegt ook dat hij de voorkeur zou geven aan een minderheidskabinet.

Deze uitspraken van de afgelopen dagen zorgen voor aarzeling bij de kiezers.

Natuurlijk zullen de meesten die sceptisch zijn over het gedrag van Omtzigt niet op hem stemmen.

Dit waren de nadelen voor Omtzigt.

DE NADELEN VAN DİLAN YEŞİLGÖZ

Wat zijn de nadelen voor Dilan Yeşilgöz?

Het eerste nadeel voor Yeşilgöz is dat ze, hoewel ze de dochter is van een familie van politieke asielzoekers, heeft verklaard dat ze tegen asiel is.

Het tweede nadeel is dat ze heeft verklaard dat ze niet zou aarzelen om een coalitie te vormen met de racistische politicus Wilders.

Afbeelding met kleding, persoon, overdekt, meubels Automatisch gegenereerde beschrijving

Dilan Yeşilgöz poseerde voor de veel bekritiseerde foto van een oma met een Kalashnikov…

Yeşilgöz, die erg boos is over het feit dat zij wordt aangeduid als ‘van Turkse afkomst’ en ‘uit Turkije’, toonde deze houding in zijn laatste televisie-interview. Yeşilgöz, die erg boos was op de opmerking van zijn gesprekspartner, “Laten we het nu over jouw land Turkije hebben”, zei: “Turkije is nooit mijn land geweest. Ik heb ook nooit een Turks paspoort gehad” en beledigde daarmee Turkije en Turken.

Bovendien hadden we altijd naar haar verwezen als ‘onze dochter’.

NEDERLANDSE JOURNALIST NOEMDE HAAR OOK “LEUGENAAR EN EIGENBELANG”.

Jeroen Corduwener

Kijk wat een journalist genaamd Jeroen Corduwener zei in zijn open brief aan Dilan Yeşilgöz:

Mevrouw Yesilgöz

📣 U beweert dat u als 7 jarig meisje in een bootje naar Nederland kwam, als vluchtelingenkind. De werkelijkheid beschreef u notabene zelf, 20 jaar geleden: u werd met een door de Nederlandse regering betaald ticket met een KLM vlucht naar Nederland gebracht, in het kader van gezinshereniging.

📣 U beweert dat u een korte tijd lid bent geweest van de Socialistische Partij, waar u al snel vertrok. De werkelijkheid is dat u 7 jaar lid bent geweest van de SP, daar een bestuursfunctie vervulde en ondermeer een demonstratie leidde tegen het asielbeleid van toenmalig staatssecretaris Rita Verdonk, die volgens u asielzoekers als “derderangs burgers” behandelde. ‘Als wij vijftien jaar later waren gevlucht, zat ik nu nog in een AZC, wachtend op het moment dat ik gedeporteerd zou worden’, waren uw woorden. Toen.

📣 U beweert dat u de SP en ook de PvdA of Groenlinks verliet omdat ze u, als vluchteling, behandelde als slachtoffer. Volgens de SP klopt er niets van dat verhaal. Waarom zou u zich 7 jaar lang tegen wil en dank als slachtoffer laten behandelen, in het bestuur laten kiezen, een demonstratie organiseren tegen hardvochtig asielbeleid?

📣 U beweert dat u een naaste medewerker was van wijlen burgemeester Van der Laan van Amsterdam op het gebied van veiligheidsbeleid. Maar de werkelijkheid is, volgens collega’s uit die tijd, dat u één van de vele ambtenaren was op dat terrein. ‘Typisch Dilan, zichzelf groter maken dan ze werkelijk is’, aldus één van die collega’s in Follow the Money.

📣 Toen de ambities niet synchroon liepen met de carrière, waagde u de overstap naar de VVD, waar u als een waardige vervangster van Ayaan Hirsi Ali werd gezien.

📣 Uw voorganger, meneer Rutte, grossierde in leugens, en deed dat tijdens zijn premierschap. Niet fraai, allerminst zelfs, maar we kunnen hem er niet op betrappen dat hij met leugen en bedrog de weg naar het premierschap plaveide.

📣 U wel. U schetst nu een beeld van u zelf dat niet strookt met uw verleden. En dus past u uw eigen geschiedenis aan. Met als doel om uw huidige rabiate, maar feitelijke onjuiste standpunten over vluchtelingen te kunnen onderbouwen.

📣 Zo slachtoffert u niet alleen vluchtelingen voor uw eigen carrière. U verloochent vooral uw eigen afkomst, dochter van een vader die gevlucht is, een mensenrechtenactivist en advocaat, en van een moeder die als directeur van een vluchtelingenorganisatie op de barricades stond voor belangen van vluchtelingen.

📣 U niet. Niet meer. U heeft de barricades ingeruild voor pluche, en verwerpt vanaf daar de standpunten die u eerst zo ferm en hard verkondigde.

📣 Wat moeten wij in Nederland met een premiers kandidaat die haar principes openlijk verloochent, daarover bovendien aantoonbaar liegt, de belangen van vluchtelingen – waartoe ze zelf behoort – schoffeert ten behoeve van haar persoonlijke ambities?

EEN SCHANDAAL IN DE SPORT

Dilan Yesilgöz en de VVD Partij blijven de regels overtreden voor de verkiezingen. Het laatste schandaal betrof een wereldkampioen. Bekijk hoe Platform Magazine deze uitgave publiceerde:

In Nederland heeft een video waarop premier-kandidaat Dilan Yeşilgöz te zien is in de ring met wereldkampioen zwaargewicht kickboksen Rico Verhoeven een politiek debat ontketend.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, persoon, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Wereldkampioen zwaargewicht kickboksen Verhoeven in Nederland, VVD-leider Dilan Yeşilgöz beschuldigd van ‘politiek misbruik’.

Verhoeven reageerde door te stellen dat een video die was gemaakt door het Nederlands Olympisch Comité en Sportfederatie (NOC*NSF) door de VVD was gebruikt voor politieke doeleinden.

NOC*NSF legde na de discussie ook een verklaring af. “Dit is geen campagnevideo van de VVD, dit is onze campagne. Het doel was om kansarme mensen een plek te geven om te sporten.”

Yeşilgöz stapte 2 weken geleden de ring in met Rico Verhoeven ter ondersteuning van de campagne getiteld “Politiek, kom in actie!” die NOC*NSF lanceerde om maatschappelijk kansarme jongeren aan het sporten te krijgen.

De video, die werd opgenomen tijdens een kickbokstraining, werd voor de vervroegde verkiezingen op 22 november gedeeld op de officiële social media accounts van zowel Yeşilgöz als VVD.

“Onze partijleider Dilan Yeşilgöz stapte de ring in met Rico Verhoeven,” aldus het bericht van de VVD.

Verhoeven reageerde maandagavond in een televisieprogramma op het gebruik van de NOC*NSF-video voor politieke propaganda.

Verhoeven zei dat hij zich politiek misbruikt voelde en dat hij na het uitbrengen van de video nu ‘pro-VVD’bleek te zijn.

De Nederlandse sportman zei: “Dit is helemaal niet grappig. Dat was niet de bedoeling van deze video. Nu zegt iedereen: ‘Rico is pro-VVD’. Ik ben niet rechts en niet links. Ik wil me niet te veel met politiek bemoeien.”

Een woordvoerder van NOC*NSF liet aan Nederlandse media weten het heel vervelend te vinden voor Rico Verhoeven en zijn kring dat de campagne in politieke discussies werd getrokken.

“Dit is geen VVD-campagnefilmpje, dit is onze campagne, wij betalen ervoor”, zei hij tegen de krant AD.

De woordvoerder benadrukte dat NOC*NSF politiek neutraal is en dat 5 partijleiders met 5 sporters uit verschillende disciplines voor de camera verschenen om de campagne te ondersteunen.

UITKOMST

De kritiek op Dilan Yeşilgöz, die werd bekritiseerd in de bovenstaande commentaren die ik 12 dagen voor de verkiezingen schreef, zal in de volgende dagen doorgaan. Het lijkt erop dat deze verkiezing de ‘laatste verkiezing’ zal zijn voor Yeşilgöz, die de sterke partij zal verzwakken.

We zullen afwachten.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Duayen Gazeteci İlhan Karacay Okurlarına Seslendi!..

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.