DOLAR

32,2206$% -0.08

EURO

34,7265% 0.11

STERLİN

40,3635£% 0.11

GRAM ALTIN

2.396,93%0,17

ÇEYREK ALTIN

3.923,00%-0,58

BİTCOİN

1976398฿%-1.15387

İkindi Vakti a 16:58
Amsterdam PARÇALI BULUTLU 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Ben Ümmü Mihcen!..

Sizlere Asrı Saâdet'ten sesleniyorum sevgili kardeşlerim.


– Muhammed Şirin Arslan

Ben Medîne’nin kenar mahallelerinde oturan yaşlı bir kadınım. Beni Allâh’ın (cc) evini temizleyen kadın Ümmü Mihcen olarak duymuş olabilirsiniz.

“Allah temizdir, temiz olanları sever.” hadîs-i şerîfini Sevgili Efendimiz’den (sav) duyduğum günden sonra daha çok temiz olmak hattâ düşüncelerimi de tertemiz hâle getirmek için çabaladım.

Yılların yaşanmış küfrüyle kirlenmişken, Allâh’ın Sevgilisi îman nûruyla bizlere temizliği sunmuştu. Bir gün kendi kendime:

– Mâdem ki Yüce Allah benim kalbimi îmansızlıktan temizledi, ben de O’nun evini temiz tutayım, diyerek her gün mescidi temizlemeye karar verdim.

Mescidi her temizleyişimde rûhumda bir neşe ve mutluluk hissediyordum.

Sonradan farkettim ki, mescidi temizlemem en fazla Peygamberimiz (sav)’in hoşuna gidiyordu.

Başka da bir amelim yoktu. Temizlikten olsa gerek Peygamberimiz (sav) beni severdi. Bana kıymet verirdi.

Gün geldi, hastalandım. Günlerce ne Peygamberimiz (sav)’in mescidini temizleyebildim ne de O’nun mübârek yüzünü görebildim.

Yüreğime kor ateşler düşmüştü. Bu nasıl yakıcı bir hasretti, üzüntümden sürekli ağlıyordum.

Kendime hâkim olamıyordum. Peygamber Efendimiz (sav) beni birkaç gün göremeyince sordu. Komşularım:

– Hastadır ey Allâh’ın Peygamberi, dediler.

Bunun üzerine Peygamber (sav) benim evine doğru yürümeye başlamıştı. Peygamberimiz’den önce gelenler bana:

– Müjdeler olsun sana ey Ümmü Mihcen, Efendimiz (sav) seni ziyârete geliyor, dediler.

Ben bu müjdeyi duyunca çok ama çok, târifsiz bir şekilde heyecanlandım. Çok geçmeden tatlı bir ses duydum:

– Esselâmü aleyküm, dedi Sevgili Efendimiz.

Ben de kısık bir sesle:

– Ve aleykümüsselâm yâ Rasûlallah, diye cevap verdim.

Hâlimi hatırımı sordu, nasihatlerde bulundu. Şeref kazanmıştım gelişiyle Sevgilinin. Ziyâret kısa sürdü.

Fakat benim için bu ziyâretin mânâsı çok büyüktü. Artık ölsem de gam yemezdim.

Düşünsenize bir zamanların horlanan dışlanan kadını Ümmü Mihcen, evinde Allâh’ın Sevgili Peygamberini ağırlamış. Kimine göre bu çılgınca birşey.

Evet o gün kimine göre bu durum aklın almayacağı, kavramakta zorlanacağı bir durumdu.

Sevgili Peygamberimiz (sav), sürekli beni komşularımdan sorarak sağlık durumum hakkında bilgi alıyordu. Nihâyet bir gün komşularıma:

– Ümmü Mihcen vefât ederse haberim olmadan defnetmeyin, buyurdu.

Nihâyet bir akşam üzeri rûhumu sâhibine, Mevlâm’a teslîm ettim. Komşularım beni yıkayıp kefenlediler.

Sonra namaz kıldırması için Peygamber Efendimiz’in evine doğru ilerlemeye başladılar.

Ancak yatsı namazı kılınmış, Peygamber Efendimiz istirahate çekilmişti. Bu haber gelenleri üzdü. Komşularım kendi aralarında:

– Acaba Peygamberimizi uyandırsak mı?

– Peygamberimiz kendisine haber verilmesini istemişti.

– Bir hatâ etmiş olmayalım.

– Peygamberimizi rahatsız etmeyelim, diyerek, Peygamberimize haber vermeden beni kabristana götürdüler ve cenâze namazımı kılarak beni toprağa verdiler.

Peygamber Efendimiz sabahleyin beni sorduğunda:

– Yâ Rasûlallah! O vefât etti, biz de onu yıkayıp kefenledikten sonra size geldik. Fakat siz istirahate çekilmiştiniz. Onun için sizi rahatsız etmek istemedik, dediler.

Peygamberimiz (sav) çok üzüldü.

– Yürüyün o halde benimle, buyurdular. Bakî Kabristanlığına geldiler. Mezarımı gösterdiler.

Peygamber (sav) ve sahabe kardeşlerim, benim için tekrar, ikinci kez cenâze namazı kıldılar ve duâ ettiler.

Ben bu güzel ödülü, Peygamberimiz’in mescidini temizlemem karşılığında elde etmiştim.

Ben Ümmü Mihcen

Sizlere Asr-ı Saâdet’ten seslendim kardeşlerim.

Ne zaman ki Sevgili’yle karşılaştım işte o gün itibâriyle kendimi O’nun yoluna vakfettim, îmân ettim.

O da her zaman bana değer verdi, hep yanımda durdu. Böyle olunca vaktimi O’na, O’nu tanımaya harcadım her dâim.

Bana uzunca bir zaman takdîr edilmemişti. Günü gelince kanat çırptım ötelere, âhirete.

Şimdi öncelerden sesleniyorum hayâtınıza. Bilin kıymetini her ânınızın, vaktinizin. Ömrünüzü yoluna harcayın Sevgili’nin.

Daha zamânı var diyenleri duyar gibiyim.
Etmeyin, kalmadı zaman cancağızım. Yol uzun hesap çetin ve inceden ince.

Sevin Sevgili’yi herşeyinizle, vargücünüzle. Çetin bir hesap çalınca kapımızı işte o an herşey bitmiş olacak. Vesselâm.

Kaynak: Yenidünya Dergisi ayıs 2024, sayı:367, sayfa no: 36-37
Hasebi

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Dil Bayramımız Kutlu Olsun!..

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.