DOLAR

32,2206$% -0.08

EURO

34,7265% 0.11

STERLİN

40,3635£% 0.11

GRAM ALTIN

2.396,93%0,17

ÇEYREK ALTIN

3.923,00%-0,58

BİTCOİN

1976398฿%-1.15387

İkindi Vakti a 16:58
Amsterdam PARÇALI BULUTLU 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Hüseyin ECE

Hüseyin ECE

13 Ağustos 2023 Pazar

Oruç Tuttum, Oruca Tutuldum!..

0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Müslüman Ramazan ayı gelince oruç tutar, (mecazen) oruç da onu tutar, bir anlamda manevi koruma altına alır.

Dilimizde oruç demek olan “sıyâm, savm”, sözlükte nefsi meylettiği şeylerden, isterse bir söz olsun alıkoymak yani kendini tutmaktır. Kur’an’da “Ben Rahmân’a bir oruç adadım.” (Meryem 19/26) âyetinde bu anlamdadır.

Din dilinde oruç; kendisine oruç farz olan bir müslümanın sabahın başlangıcından (imsakten) Güneşin batışına (iftara) kadar yemeden ve içmeden ve cinsî ilişkiden, ibadet niyetiyle nefsini alıkoyması yani kendini tutmasıdır.

Oruç, İslâmın üzerine bina edildiği temellerden ve müslümanın selâmetini sağlayan ibadetlerden biridir. İmanın en açık isbatı, onun güçlendiren en önemli sâlih (işe yarar) ameldir.

Kur’an’ın “nefs-i emmâre” dediği insanın içindeki aşırı istekler bazen kötülüğü emreder. (Bkz: Yûsuf 12/53) Buna nefsin hevâsı da denir.

Kötülüğe, günaha meyleden hırs ve istekler oruçla sakinleştirilir, kontrol altına alınır. Oruç, sağlam bir niyete bağlı iman işidir. Gün boyunca yiyecek, içecek ve nefsin arzularından uzak olmak ciddi bir mücâdeledir.

Oruç nefsin isteklerine ve arzularına direnişin tadını, Allah için bir şey yapabilmenin lezzetini, iradeyi hayırlı işlerde kullanmanın değerini, bir görevi başarıyla yapabilmenin sevincini tattıran, sabrın hayırlı bir direniş ve güzel ahlâk olduğunu öğreten muhteşem bir ibadettir.
Kur’an oruç tutanları şöyle övüyor:

“… oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar… (evet,) bunlar(ın tümü) için Allah, bağışlama (mağgiret) ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzab 33/35)

Peygamber (sav) oruç hakkında şöyle buyurdu:
Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa “ben oruçluyum!” desin (ve ona bulaşmasın).’‘ (Buhârî, Savm/2 no:1894, 9 no:1904. Müslim, Sıyâm/164 no:1151. Muvatta, Sıyâm/58. Ebû Dâvûd, Savm/25 no: 2363. Tirmizî, Savm/55, no: 764. Nesâî, Sıyam/43 no: 2236-2237. İbnu Mâce, Sıyam/1 no: 1638)

Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” (Buhârî, Savm/4 no: 1896, Bed’ü’l- Halk/9 no: 3258. Müslim, Sıyâm/166 no:1152. Nesâî, Sıyam/43 no: 2238-2239. Tirmizi, Savm/55 no: 765)

Ebu Ümâme (ra) anlatıyor: “Ey Allah’ın Rasûlü dedim, bana öyle bir amel emret ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükâfaatlandırsın.” “Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zira onun bir eşi yoktur.” (Nesâî, Sıyam/43 no: 2222-2225)

-Oruç, oruçluyu tutar

Oruç müslümanlara farz kılındı ki, hem günahlara ve hatalara karşı korunabilsin, hem de Allah’a karşı sorumluluk bilinçleri artsın. Zaten Allah’a karşı sorumluluk duyan, günahlara karşı ve kulluk görevlerini yapmada dikkatli olur. Ya da günahların ve hataların getirebileceği zararlara karşı ibadet, yani sâlih amellerle kendini korumaya alır.

Oruç, şehveti, yani nefsin aşırı isteklerini sınırlamayı öğretir. Ya da belli bir seviyede tutar.
Allah için belli bir zamana kadar yemeği ve içmeyi terkeden bir müslümanın önüne en lezzetli şeyler gelse dahi dönüp bakmaz. Aklına yemek, içmek, ihtiyacını gidermek gelse de iftar vaktine kadar bütün lezzetler ona bir bardak su kadar basit görünür.

Oruç müslümanı kalbi geçici olan sevgilerden kurtarıp Allah’a bağlar. Onu o gerçek sevgide tutar, sahte ve geçici sevgilerin işgaline karşı korur.

Orucun hikmetini bilmeyen bir kimse şehvetinin (nefsin aşırı isteklerinin) önünde edilgen, pasif ve iradesiz kalabilir, hata yapabilir. Oruç, oruçluya aşırı isteklerine karşı uyanık olmasını öğretir.

için Peygamber (sav); “Kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama bakmaktan daha fazla korur, iffeti de daha fazla muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun. Çünkü oruç insanın şehvetini kırar.” (Buhârî, Savm/10 no: 1905, Nikâh/2 no: 5065. Ebû Dâvûd, Nikâh/1 no: 2046. Nesâî, Sıyâm/43 no: 2241-2245. İbn Mâce, Nikâh/1 no: 1845. Müslim, Nikah/1 no: 3398) buyurdu.

Yani oruç onu tutar, hatadan alıkor, zararlı şeylere karşı perde, kalkan olur. Kalkanın sahibi çeşitli saldırlara karşı koruduğu gibi. Bu saldırılar ya nefisten, ya şeytandan, ya çevreden gelir.
Ey iman edenler, Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız diye, sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, sizlere de oruç turmak farz kılındı.” (Bekara 2/182)

Çünkü kişiyi Rabbine itaat etmeye götürecek olan şuur takvadır. Her işde Allah’ın rızasını öne almayı sağlayacak güç takva bilincidir. İbadetlerin hakkıyla yerine getirilmesini sağlayan faktör de insanın kalbinin derinliklerinde saklı olan sorumluluk duygusudur.

Oruç bu duyguyu zenginleştirir, bu sorumluluk bilincini artırır. Kişiyi düşmekten, yanılmaktan, ateşe atlamaktan, bile bile zarara doğru yürümekten tutar, geri çeker. Zaten oruç sebebiyle Ramazan’da şeytanlar da zincire vuruluyor ya.

Umulur ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varırsınız”  ifadesi orucun farz oluşunun gerekçesidir. Buna göre orucun en büyük hikmeti, en fazla faydası, en yüce gayesi müslümanı takvaya erdirmektir.

Buradaki takvanın da ‘korku-sevgi’ denkleminde olduğu unutulmamalı. Zaten takva bilinci biraz Allah’ın makamından saygıyla korkmak, biraz da O’nun sevgisini kaybetmekten çekinmektir. Bundan dolayı da dikkatli olmaktır.

Oruç bu titizliği, bu dikkati artıran önemli bir süreçtir. Zira oruçlu bir kimse iftar vaktine kadar niçin helâl olan yiyecekleri bile yemediğinin farkındadır. Şehevî isteklerini niçin terkettiğini iyi bilmektedir.

Oruç tuttuğu için nefsine hâkim olmakta, kendisini kontrol altında tutmaktadır. İşte bu niyet ve tavır mü’mini Allah’a daha da yaklaştırır, O’nun sevgisini daha çok kazandırır, takvasını daha çok artırır.

Mü’min, oruç sayesinde gerçek bir irade eğitiminden geçer. Nefsinin arzuları ile, ilâhi hüküm arasında tercih yapar. İlâhi emre değer veren, nefsinin arzularını izin verilen süreye kadar erteler.

O Allah’ın kendisini her yerde gördüğünün, kendisini murakabe ettiğinin, O’ndan gizli bir anın ve mekanın olmadığının bilinciyle hareket eder. Bu da Allah’a karşı sevgi ve saygının kazandırdığı bir edeptir.

Takva, insanın Allah’a karşı tavrını ortaya koyan, ona nasıl kulluk yapacağını öğreten, davranışlarını kontrol eden bir Kur’an ölçüsüdür.

“Ey namaz kıl beni” demek ile “ey oruç tut beni” demek aynıdır. Namaz nasıl ki musaalliyi (namaz kılanı) derler, toplar, düzene koyar, bütünlerse; oruç da oruçluyu tutar, saklar, gözetir.

Eksikliklerini tamamlar, yırtıklarını yamar, döküntülerini toplar, dağınıklılarını derler, unuttuklarını hatırlatır, veremediklerini verdirir, sevmeyi unuttuklarını sevdirir, ödüllerle sevindirir.

Oruçlu, Ramazan’ı inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek geçirir ve değerlendirirse şöyle diyebilir: “Ben orucu tuttum. Şükürler olsun ki o da beni tuttu.”

Oruç tutmaktan amaç yemek ve içmekten uzak kalmak değil, bunlar aracılığıyla takva bilincini güçlendirmektir.

Yürek ile tutulan bir oruç sahibini kötülüklere, zulümlere, haksızlıklara, hırslara, dünya malına düşkünlüğe, aç gözlülüğe, günaha, şeytana dost olmaya, gaflete, fitneye, isyana karşı korur gözetir.

Sahibine elbiselerin en görkemlisi ve en süslüsü olan “takva elbisesi”ni giydirir, onu bununla korumaya alır.

Oruç tutup oruca tutulanlardan olmak dileğiyle…

Hüseyin K. Ece
19.02.2022
Zaandam

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.