DOLAR

26,9735$% 0.18

EURO

29,5117% 0.06

STERLİN

34,3810£% 0.1

GRAM ALTIN

1.678,89%0,11

ÇEYREK ALTIN

2.747,00%0,11

BİTCOİN

785547฿%-1.83744

Öğle Vakti a 13:15
İstanbul AÇIK 28°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
AA

AA

27 Eylül 2023 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere vadini yerine getirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere vadini yerine getirdi
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

SÜMEYYE YALÇIN/HİBYA – Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, “Örgün eğitimindeki üniversiteli gençlerimize vaadimiz olan cep telefonu ve bilgisayar desteğini hayata geçiriyoruz.
Piyasa satış fiyatı 9 bin 500 lirayı geçmeyen cep telefonu ve bilgisayarlar için 5 bin 500 lira teknolojik cihaz desteği vereceğiz.” dedi. Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle: “Aziz milletim, Türkiye Yüzyılı’nı inşa hedefiyle çıktığımız yolcuğumuza kesintisiz bir şekilde devam ediyoruz.
Ülkemizi dünyada hak ettiği yere getirmenin mücadelesini veriyoruz
İçeride açılış programlarıyla dışarıda katıldığımız uluslararası toplantılarla ülkemizi dünyada hak ettiği yere getirmenin mücadelesini veriyoruz. Özellikle dış politika kulvarında yoğun gündemimiz vardı. Cezayir Dışişleri Bakanı ve Birleşik Devletler Müslüman Kuruluşlar Konseyi heyetini kabul ettik.
Gelecek üç yıl boyunca ekonomide yol haritamız olacak orta vadeli programı kamuoyumuzla paylaştık. Katılımcı bir anlayışla hazırladığımız programın iş dünyasında memnuniyetle karşılandığını gördük. Uluslararası yatırımcıların programa tepkisi de son derece olumluydu. Dünya Bankası grubunun 18 milyar dolarlık yeni yatırım paketi eklemesi bunun bir işaretiydi.
Ülkemize yönelik önyargılar kırıldıkça inşallah yatırım rakamların daha da yükseldiğini göreceğiz.3 yılın sonunda 1,3 trilyon doları aşan ekonomik büyüklüğü 15 bin dolara yaklaşan kişi başına milli geliri yakalayacağız.
Türkiye Yüzyılı 85 milyon tamamının milli hedefidir.
Türkiye’nin potansiyelini yansıtan hedeflerle dolu programın tekrar ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. 12. Kalkınma Planı’nı ve hükümet programını yakında milletimiz ve iş dünyamızın takdirine sunacağız. Türkiye Yüzyılı’nı biz ilan etmiş olsak da bu vizyon 85 milyon tamamının milli hedefi, ülküsü ve idealidir.
Türkiye’yi büyütmek ve güçlendirmek hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun hepimizin ortak gayesidir. Siyaset arenasında verdiğimiz mücadelenin amacı da zaten budur. Milletimizin her bir ferdini orta vadeli programa destek olmaya davet ediyorum.
G-20’de aktif rol oynamaya devam edeceğiz.
Bu sene 18. G-20 Liderler Zirvesi’nde ülkemizin tezlerini kararlılıkla savunduk. İklim değişikliği, terörle mücadele ve düzensiz göç meselesinde Türkiye’nin yaptığı katkılara dikkat çektik. Küresel adaletsizlikle ilgili atılabilecek müşterek adımları gündeme taşıdık. Dünyanın en büyük ekonomilerini aynı çatı altında buluşturan G-20’de aktif rol oynamaya bundan sonra da devam edeceğiz.
Bir daha darbeler yaşanmayacak 
Ulucanlar Cezaevi’nde düzenlenen yeni anayasa sempozyumunda darbecileri nefretle anarken 12 Eylül mağdurları saygıyla yâd ettik. Bir daha darbeler yaşanmamasını, milletimizin evlatlarını bir sağdan bir soldan mantığı ile asılmaması için daima teyakkuz halinde olacağız.
Cumhur İttifakı olarak ülkemizi sivil ve özgürlükçü anayasaya kavuşturmak için yeni yasama döneminde çabalarımızı yoğunlaştıracağız. 108. dönem kaymakamlık kursunu bitiren 99 genç arkadaşımızın kura törenine katılarak heyecanlarına ortak olduk. Genç kaymakamlarımıza kendilerinden neler beklediğimizi ifade ettik.
Gençlerimizden ümitvarız
Milletimize yapacakları hizmetlerle hem bizim hem ailelerinin gurur kaynağı olacaklarına inanıyorum. Gençlerimizle külliyemizin sergi salonunda yaptığımız buluşma gerçekten müstesna idi. Gençlerimizin coşkusunu, sevdalarını, dinamizmini gördükçe ülkemizin geleceği adına daha çok umutlanıyoruz.
TEKNOFEST gençliği gümbür gümbür geliyor
Birileri istemese de TEKNOFEST gençliğinin gümbür gümbür geldiğini görüyor ve bununla iftihar ediyoruz. Örgün eğitimindeki üniversiteli gençlerimize vaadimiz olan cep telefonu ve bilgisayar desteğini hayata geçiriyoruz.
Gençlerimize teknolojik cihaz desteği ve 12 ay boyunca aylık ücretsiz 10 GB kota
Piyasa satış fiyatı 9 bin 500 lirayı geçmeyen cep telefonu ve bilgisayarlar için 5 bin 500 lira teknolojik cihaz desteği vereceğiz. Piyasa fiyatının yüzde 44,4, bilgisayarlar için yüzde 16,7 tutarında destek sağlayacağız. Bir hatla sınırlı olmak üzere 12 ay boyunca aylık ücretsiz 10 GB kota tanımlıyoruz.
Gençlerimiz bu haklarını istedikleri üç mobil şebeke operatörlerinin üzerinden kullanabilecekler. Üniversiteli gençlerimizin teknoloji ve bilgiye erişimini artıracağız. Her iki desteğe ilişkin uygulama esasları bakanlıklarımızca belirlenecektir.
18 yaşına giren gençlere ‘Genç Kart’ 
18 yaşına giren gençlerimize 1 yıl süreyle geçerli olmak üzere Genç Kart vereceğiz. Tüm gençlerimiz müze, tiyatro, sinema gibi kültür ve sanatsal etkinliklerden ücretsiz ya da indirimli faydalanabileceklerdir. Zaman içinde imkanları daha da genişleteceğiz.
BM’nin karşısındaki Türk Evimiz diplomasimizin en önemli merkezlerinden
Türk demokrasisinin gücünü ve milletimizin iradesine sahip çıkma azmini gösteren son seçimlerle birlikte Türkiye’ye yönelik ilgi tüm dünyada artmış durumdadır. Bu hakikatı BM Genel Kurulu’na katıldığımızda bir kez daha müşahade ettik. BM’nin tam karşısında yer alan Türk Evimiz bu sene de diplomasimiz en önemli merkezlerinden biriydi.
Elon Musk’a ülkemizde yatırım daveti
Cezayir, Polonya, Gürcistan, İtalya, Yunanistan, İsrail ve NATO Genel Sekreterinin de aralarında olduğu pekçok liderle görüşme gerçekleştirildi. Ahıska Türkü kardeşlerimize kimliklerini takdim ettik. Amerikan iş dünyasında bir araya geldik. Elon Musk’u kabulümüzde kendisini ülkemize yatırım yapmaya davet ettim.
‘Dünya beşten büyüktür’ tezimize hak ve destek verenlerin sayısı günden güne artıyor. BM Genel Sekreteri ülkemizin tezlerine benzer ifadelerle reform çağrısında bulundu. Genel kurula hitabımızda küresel meselelere dair ufuk turu yaptık. Küresel lobilerin hedefindeki aile kurumuna sahip çıkılması gerektiğini ifade ettik.
Daha adil dünyanın mümkün
Türk ve İslam dünyasıyla işbirliği ile geliştirme iradesini teyid ettik. Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu bir kez daha haykırdık. Daha adil dünyanın mümkün olduğunu tüm samimi duygularımızla dile getirdik. Eşim Emine Erdoğan’ın bünyesinde Küresel Sıfır Atık iyi niyet beyanına imza attık.
Herkesi bu iyi niyet beyanını imzalayarak destek olmaya davet ediyoruz.Dünyada ağırlığı ve itibarı artan Türkiye gerçeğine bir kez daha şahit olmanın bahtiyarlığını yaşadık. Türkiye olarak toplumun ve insanlığın temeli olan aile müessesesinin korunmasının çabalarına bayraktarlık yapmakta kararlıyız. İlk adımımızı BM kürsüsünden verdiğimiz net mesajlarla atmış bulunuyoruz.
Aile ve Gençlik Bankası’na dair kanun teklifini Meclise sunacağız.
Evlenecek gençlerin ekonomik açıdan desteklenmesi, evliliklerinin daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesini amaçlayan projelerimizi tamamladık. Önümüzdeki dönemde Aile ve Gençlik Bankası’na dair kanun teklifini Meclisimizin takdirine sunacağız.
Yeni evlenen çiftlere faizsiz kredi imkanı
Doğalgaz, petrol, madenlerden elde edilen devlet gelirlerinin bir kısmını buraya aktaracağız. Öncelikle aile ve gençlere yönelik pilot projeleri hayata geçirecek ve sonrasında yaygınlaştıracağız. Yeni evlenen çiftlere faizsiz kredi imkanı sunacağız. Aile ve Gençlik Bankası bu uygulamayı pilot proje olarak deprem bölgesinde başlatacağız.
Dün Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in ‘Türk Kapısı’ olarak nitelendirdiği Nahçıvan’daki kardeşlerimizle kucaklaştık. Nahçıvan jeopolitik konumu itibariyle bizler için ayrı bir stratejik öneme sahiptir. 2020 yılındaki Bakü ziyaretimizde sözünü verdiğimiz 80 bin 150 metrelik Iğdır-Nahıçıvan doğalgaz boru hattının temelini attık. Projeyle Nahçıvan’ın doğalgaz ihtiyacının tamamı karşılanacaktır.
Muzaffer Azerbaycan ordusunu tebrik ediyorum.
Karabağ’daki terör unsurlarına yönelik Azerbaycan ordusu tarafından gerçekleştirilen operasyonun başarasından hepimiz gurur duyduk. Muzaffer Azerbaycan ordusunu buradan bir kez daha tebrik ediyorum. 30 yıl boyunca yaşadıkları acı, zulüm ve katliama rağmen Azerbaycanlı kardeşlerimizin Karabağ’daki Ermenilere sergilediği tavır her türlü takdirin üzerindedir. Yıllardır bölgedeki çözümsüzlükten beslenen kimi devletlerin iddiaların tamamı safsata ve iftiradan ibarettir. Ermenistan’ın dışarıdan ve diasporadan gelen bu tür kışkırtmalara prim vermemesini diliyoruz.
İnşallah Zengezur koridorunu en kısa sürede hayata geçirerek dost ve kardeş Azerbaycan’la demiryolu ve karayolu irtibatımızı kesintisiz hale getireceğiz. Bölgemizi inşallah barış ve refah havzasına çevirmeyi istiyoruz. Bugün Ulaştırma Bakanımız gerek Zengezur koridoru gerek Irak ve Körfez ülkeleri ile birlikte hayata geçireceğimiz kalkınma yoluyla ilgili kapsamlı sunum yaptı.
Muhalefetin engelleme çabalarına rağmen son 21 yılda ülkemize kazandırdığımız devasa ulaştırma yatırımlarına yenilerini ekleyeceğiz. Sürdürülebilir kalkınma tüm programlarımızın esasını oluşturmuştur.
Türkiye Yüzyılı ufkunu aydınlatmayı başardık.
Güven ve istikrar ikliminde ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksikliklerini gidermekle kalmadık, Türkiye Yüzyılı ufkunu aydınlatmayı başardık. Türkiye’nin asli hedeflerinden kopmadan kalkınmasını sürdürmesi önemli bir başarıdır. 21 yıldır attığımız her adımı karşılaştığımız büyük zorluklara rağmen verdiğimiz tarihi mücadeleler sayesinde gerçekleştirmiş bir hükümetiz.
Sınırlarımız içinde ve ötesinde istiklalimizi tekrar kazandık
Vesayetle mücadele ettik. Üniformalı, cübbeli, klavyeli cuntacıların oyunlarını bozduk. Terör örgütleriyle mücadele ettik. Sınırlarımız içinde ve ötesinde istiklalimizi tekrar kazandık. Enerjide doğalgazdan petrole, yenilebilir kaynaklardan batarya teknojisinne kadar yeni pencereler açtık. Salgın hastalıklara karşı her konuda örnek bir koruma kalkanı oluşturduk.
Dünyanın önde gelen teknoloji geliştiricilerinden biri haline geldik.
Gelişmiş ülkelerin müsebbibi olduğu iklim krizi ile mücadelede insanlığa karşı yükümlülüklerimizi üstlenmekten asla çekinmedik, geri durmadık. Savunma sanayinde dünyanın önde gelen teknoloji geliştiricilerinden biri haline geldik. Şimdi yeni sınamalarla karşı karşıyız. Her coğrafyada ve her platformda küresel statüko ile karşı karşıya kalmamız gayet tabii durumdur. Türkiyesiz hiçbir projenin hayata geçirilemeyeceği denense bile başarılı olamayacaktır. Sayısız örnek, teşebbüs ve niyetini gördük ve yaşadık.
Bu denemeleri yapanlar hepsi günün sonunda Türkiye’nin ortaklığına talip olmak mecburiyetinde kaldılar. Tüm bu hakikatlere rağmen hala ham hayal peşinde koşanlar elbette var. Olmazların hepsi denendikten sonra onlar da gelip Türkiye’nin kapısını çalacaklardır.
Coğrafya kaderdir sözü sadece bizi bağlamıyor.
Bizimle bizi rakip görenler arasındaki fark; biz gittiğimiz her yerde medeniyetimizin mirası insani değerlerimizle kazanma anlayışımızla masaya oturuyoruz. Bizi rakip görenler, sömürge geçmişlerinin alışkanlığı, tek taraflı dayatmalarla masanın üzerinde tepinmeye çalışıyorlar. 6’lı Masa, 16’lı masada olduğu gibi. Ne oldu, tepindiler, tepindiler hepsi ortadan yok oldu. Coğrafya kaderdir sözü sadece bizi bağlamıyor.
Oyunları boza boza yolumuza devam ediyoruz.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya bizimle beraber tüm bölgenin ve dünyanın kaderidir. Kim hangi oyunu kurarsa kursun, Rabbimizin takdirine boyun eğmiş millet olarak oyunları boza boza yolumuza devam ediyoruz. Türkiye’ye dost olan kazanır. Husumet besleyen kaybeder. Dostlarımızın sayısını çoğaltmaya bakıyoruz. Tüm dünyada barış, diyalog, birlikte kazanmayı, ahlakı, insanı eser alan siyaset yürütüyoruz.
Sinsi kampanyaların amacı bu güçlü kaleyi yıkmak
Son dönemde gençlerimiz başta olmak üzere milli bünyemizi, manevi değerlerimizi hedef alan sinsi kampanyaların amacının bu güçlü kaleyi yıkmak olduğu açıktır. Bu kirli ve sinsi saldırıyı da Allah’ın izniyle boşa çıkarcağız. Ülkemize ve milletimize karşı boynumuzun borcu olan mücadelede milletimizden, yasama ve yargı organlarından daha fazla destek beklediğimizi belirtmek isterim.
Son terörist ülkemiz için tehdit kaynağı olmaktan çıkarılana dek bu mücadeleyi içeride ve dışarıda azimle sürdüreceğiz.Son dönemde artan hayat pahalılığı gündemimizden çıkana kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Otomobil piyasasında balonu söndürdük
6 ay 6 bin kilometre sınırından ilan sitelerine getirdiğimiz kısıtlamalara, liste fiyatından daha fazla para talep eden bayilere yönelik denetimlere kadar attığımız adımlarla otomobil piyasasında balonu söndürdük. İlan sitelerini, sahte ve aldatıcı emlak ve otomobil ilanlarından dolayı mesul tutuyoruz. Yanıltıcı ilan halinde 100 bin liraya kadar idari para cezası uygulayacağız.
Deprem fırsatçılarına göz açtırmayacağız
Deprem bölgesinde inşaat malzemelerinin temini ve fiyatıyla ilgili benzer tamahkarlıkların yaşandığını görüyoruz. Depremzedelerimizi mağduriyeti fırsata çeviren aç gözlülerin insafına kesinlikle bırakmayacağız. Gereken hukuki, idari ve yasal tedbiri alarak bu fırsatçıların kararlılıkla üzerine gideceğiz.
Bu mücadeleyi devlet, millet, özel sektör, esnaf, üretici, tüketci ile her kesimden insanıyla birlikte göstereceğimiz ferasetle başarıya ulaştıracağız. Günübirlik kazanç uğruna kendisinin, evlatlarının, ülkesinin geleceğini tehlikeye atan insan tipi bu millete, bu medeniyete ait değildir.
Bu virüsü temizlemek hepimizin ortak talebidir. Güreş, yüzme, voleybol başta olmak üzere elde ettikleri başarılarla milletimizin göğüslerini kabartan tüm sporcularımızı şahsım, milletim adına, tebrik ediyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”
-Hibya Haber Ajansı
Devamını Oku

DİTİB’de Mevlid Kandili coşkusu

DİTİB’de Mevlid Kandili coşkusu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

KÖLN/ERCÜMENT AYDIN- Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) dünyaya teşriflerinin sene-i devriyesi “Mevlid Kandili” dolayısıyla Köln DİTİB Merkez Camii’nde Mevlid-i Nebi özel programı düzenlendi.

Köln DİTİB Merkez Camii’ni akşam saatlerinden itibaren dolduran Müslümanlar, okunan Kur’an-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif ile Mevlid gecesinin manevi havasını teneffüs etti.

Programda, Köln DİTİB Merkez Camii din görevlileri Adem Kemaneci, Mustafa Kader, Gökhan Uygun ve Salim Dereyurt, Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından ilahiler okudu.

Gecenin anlam ve önemini anlatan DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “Kur’an-ı Kerim’e göre, Peygamber Efendimizi sevmek Allah’a itaatin ölçüsüdür ve O, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya iman edenler ve Allah’ı çokça zikredenler için en güzel örnektir.

Hayatı nasıl yaşayacağımızı, Kur’an-ı Kerim’i nasıl anlayacağımızı ve sevgiyi Peygamberimizden öğreneceğiz. Yüce Peygamberimizin kendimize örnek olarak almamız gereken en güzel hasletlerinden birisi de, O’nun ailesiyle olan münasebetleridir. İslam’da aile hayatında sevginin, adaletin, anlayışın ve hoşgörünün yeri çok büyüktür” dedi.

Hazreti Muhammed’in hayatından örnekler veren Kuzey, O’nu tanıyabilmek için en önemli kaynağın Kur’an-ı Kerim olduğunu ve örnek alması gerektiğini hatırlattı.

DİTİB Merkez Camii din görevlileri tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda tesbihatlar, salat-u selamlar getirildi. Mevlid-i Nebi özel programı yapılan duanın ardından yatsı namazının kılınmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Almanya’da İş Bulma Merkezleri’ne göre Vatandaşlık Parası Yüksek

Almanya’da İş Bulma Merkezleri’ne göre Vatandaşlık Parası Yüksek
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Almanya’daki işbulma kurumları (Jobcenter) iş arayanlara ödenen vatandaşlık parasını yüksek bulurken, muhalefet, çalışanın eline çalışmayandan daha fazla para geçmesini istedi.

Almanya’da iş ve isçi bulma kurumu için iş görüşmeleri yapan ve işsizlerin sosyal yardımlarını organize eden iş bulma merkezleri (Jobcenter), çalışmayanlara ödenen vatandaşlık parasının, insanları daha da tembelleştirdiğini söyledi.

Gelecek yıl vatandaşlık parasının yüzde 12 oranında artırılacağına dikkat çeken Thüringen eyaletine bağlı Schmalkalden-Meiningen ilçesindeki Jobcenter Müdürü Steffi Ebert vatandaşlık parasının az gelirliler için daha cazip olduğunu söyledi.

Bu tür yardımlardan faydalananların iş bulmasını zorlayıcı faktörlerin de zor olduğunu bildiren Steffi Ebert, asgari ücretin bir miktar artırılmasının da az gelirli işlerde çalışanları iş bulmaya teşvik etmediğini açıkladı.

Ebert ayrıca, vatandaşlık parası müracaatlarının gederek artacağını tahmin ettiğini söyledi.

Muhalefetteki Hristiyan demokratların Meclis Grubu Başkanı Jens Spahn da vatandaşlık parasının bu kadar yükseltilmesini „yanlış sinyal“ olarak değerlendirdi ve „Çalışanın eline çalışmayandan daha fazla para geçmesi lazım.“ dedi.

Federal Çalışma Bakanı sosyal demokrat Hubertus Heil ise vatandaşlık parasının yüksek tutulmasını savundu.

Vatandaşlık parası yalnız yaşayan kişiler için aylık 502 Euro olarak ödeniyor. Yılbaşından itibaren ise kişi başına 537 Euro’ya yükseltilecek.

(Kaynak: Camia)

Devamını Oku

Alemlere Rahmet Efendimizin Doğum Günü

Alemlere Rahmet Efendimizin Doğum Günü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mevlid Kandili Coşkusu Yaşanıyor!..

ZEYNEP AKPINAR/

Bugün Müslümanlar için en önemli gün ve gecelerinden biri. Zira bugün, alemlere rahmet, iki cihan güneşimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in doğum günü. Yüce Rabbimizin affına mazhar olmak isteyen Müslümanlar, gecelerini camilerde veya evlerinde ibadet ederek ihya edecekler.

 

Mevlid, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in doğum yıl dönümünde yapılan törenlere, aynı zamanda bu törenlerde okunmak üzere yazılmış eserlere verilen isimdir. Peygamber Efendimizin doğumu günü ise “Mevlid-i Nebi” olarak bilinir.

 

MEVLİD KANDİLİ NEDİR?

Mevlid, sözlükte “doğum yeri ve zamanı” anlamına gelir. Mevlid Kandili ise tüm insanlık için iki cihan güneşi olan, Allah Teâlâ’nın da Kur’ân-ı Kerîm’de “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” buyurduğu Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) dünyaya gelişinin yıl dönümüdür.

 

MEVLİD GELENEĞİMİZ VE EFENDİMİZİN DOĞUMU

Resûl-i Ekrem Efendimiz, Habeşistan’ın Yemen valisi Ebrehe’nin Kâbe’yi yıkmak üzere Mekke’ye saldırdığı ve Fil Vakası denilen olayın meydana geldiği yıl doğmuştur. Tarih olarak Rebîülevvel ayının 12’nci Pazartesi günü, milâdî 20 Nisan 571’de doğmuştur. Mevlid kutlamaları ise Osmanlı padişahlarından II. Selim’in minarelerde kandil yaktırmasıyla Mevlid Kandili olarak kültürümüzde yerini almıştır.

 

Bu ayın, yani Rebiülevvel ayının fazileti içerisinde Efendimizin dünyaya gelmiş olmasıdır. Efendimiz dünyaya gelmeden önceki bütün kutsal kitaplarda Hz. Muhammed’in dünyaya geleceği bildirilmiş ve ahd alınmıştır. Efendimiz dünyaya gelmeden önce her yerde ahlaksızlık çoğalmış ve kötülükler artmıştı. Peygamber Efendimizin dünyaya gelişi bunların sonu olmuştur.

 

Peygamber Efendimizin doğumunu konu eden Türk âlim Süleyman Çelebi tarafından kaleme alınan “Vesîletü’n Necât” (Kurtuluş Vesilesi) eserinde Peygamber Efendimiz ile ilgili “Semavat ve zemin O’nun doğuşu ile nura gark olmuştur.” Şeklinde geçmektedir. Hakikati arayan insanlar, Peygamber Efendimizin sancağı altında yürümüş ve kıyamete kadar da yürümeye devam edecektir.

 

DOĞUM GÜNÜNDE YAŞANAN HADİSELER

Peygamberimizin doğduğu gün birçok hadise meydana gelmiştir. Bunlardan bazıları şu şekildedir: İran şahlarının yaşadığı sarayda 12 şerefe yıkılmış, ateşe tapanların bin yıldır yanan ateşi sönmüş. Lut civarında Sedun nehri akıntı yönünü değiştirmiş, Sava şehrinin gölü kurumuş, Kâbe’deki putların hepsi yere düşüp kırılmıştır.

 

“KANDİLLER KUTLU ZAMAN DİLİMLERİDİR”

Kandiller; öze dönüşün, yüce Allah’a yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş kalplerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.

 

TAZELENME MEVSİMİ

İşte Mevlid gecesi de insanı insan yapan bütün güzelliklerin odaklandığı bir şahsiyet olan rahmet elçisi Hz.Peygamberin doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, kısaca insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlakıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme mevsimidir.

 

KANDİL GECESİ NASIL İBADET EDİLİR, NELER YAPILIR?

Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv-ü mağfirete nail olma, ecr-ü sevap kazanma, manevi terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza-i İlahiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde sıralayabiliriz:

 

  • Kur’ân–ı Kerîm okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’an ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
  • Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e salât-ü selamlar getirilmeli;
  • O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli. Kaza, nafile namazlar kılınmalı.
  • Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayati meselelerde derin düşüncelere girilmeli.
  • Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı ve şimdinin ve geleceğin plan ve programı belirlenmeli.
  • Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
  • Zikir,ve tesbihat çekilmeli ( İstiğfar, kelime-i Tevhid )
  • Müminlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız doğrultusunda  rızaları alınmalı. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı;
  • Kederli yüzler güldürülmeli. Kişi kendine ve diğer mümin kardeşlerine hatta isimleriyle dualar etmeli.
  • Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlakı yerine getirilmeli.
  • Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
  • Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

Kandil geceleri sadece ışıklarıyla gecelerimizi değil, aynı zamanda manevi feyziyle daralan gönüllerimizi aydınlatan, zihinlerimizi berraklaştıran geceler olarak değerlendirilmelidir. Bu minvalde her birinizin Mevlid Kandilini en içten dileklerimle kutluyorum.

(Kaynak: CAMİA)

Devamını Oku

Hollanda’da Başbakanlığa Aday İki İsim

Hollanda’da Başbakanlığa Aday İki İsim
0

BEĞENDİM

ABONE OL
  • Yeşilgöz’ün kara tablosunda, terörizme sempati, Omtzigt’in kara tablosunda, eşinin durumu ve Hollanda’nın Sülün Osman’ına arabuluculuk var.
  • Başbakan oldukları takdirde, Türkiye ve Türkler’e karşı tutumları merak edilen bu ikili hakkında yazılanlar ve söylenenler…
  • İlhan KARAÇAY yazdı:

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Bu günlerde, Hollanda siyasi tarihinde büyük bir ‘ilginçlik’ yaşanıyor.
Buna ‘büyük bir tesadüf’ de diyebiliriz tabii…
Bu ilginçlik, Başbakanlığa aday olan iki güçlü ismin ikisinin de, Türkiye ve Türkler ile olan bağlantılarıdır.
Bir ay önce, başbakanlığın en güçlü adayı olduğu belirtilen ve Türk medyasında da ‘Hollanda’da Başbakanlığın en büyük adayı bir Türk’ başlıklarıyla yayınlanan haberlerin baş rol oyuncusu Dilan Yeşilgöz’dü. (Hoş, ben bu haberlere karşı, Yeşilgöz’ün Başbakanlık şansı olmadığını, zira Pieter Omtzigt ve Frans Timmermans’ın daha şanslı olduklarını yazmıştım)
Benim o zamanki tahminim, yapılan anketler sonucunda destek buldu. Zira, yeni bir parti kurarak seçimlere gireceğini ilan eden Omtzigt, anketlerin tamamında önde görülüyor.
İşte, ‘büyük tesadüf’ buna denir. Başbakanlığa aday olan Dilan Yeşilgöz’ün bir Türk’ün kızı olamasının yanında, diğer aday Omtzigt de bir Türk’ün kocası.

Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, person Automatisch gegenereerde beschrijving
               Dilan Yeşilgöz                                               Pieter Omtzigt

İlk bakışta, Türkiye ve Türkler için umut verici olması gereken bu gelişmenin, bir de başka bir yüzü var.
Dilan Yeşilgöz’ün babası Yücel Yeşilgöz, PKK sempatizanı olarak bilinen ve Türkiye’den kaçıp Hollanda’ya sığınan bir kişi.
Pieter Omtzigt’in eşi Ayfer Koç da, Türkiye’den şikayetçi olan Süryani inancına bağlı bir sığınmacı.

Tabloya ilk bakışta Türkler’i sevindiren, ama tablonun ters tarafında bakıldığı zaman da düşündüren kara görüntüleri şöyle izah edebilirim:

DİLAN YEŞİLGÖZ

Siyasi kariyerinde, başarılara imza atmış olan Dilan Yeşilgöz önce Ekonomik İşler ve İklim Politikasından sorumlu Devlet Bakanı, daha sonra da Adalet Bakanı olmuştur. Bakanlık yaptığı sürede Türkiye ve Türkler hakkında olumsuz bir tavrı olmadığı gibi, görüştüğü Türk Bakanlar ve yetkililerle de ilişkisinde bir hata olmamıştır.
Hollanda’daki Türkler, her şeye rağmen, geçmişine baktıkları Yeşilgöz’e şüpheli göz ile bakmaktadırlar. Türkleri en çok şüpheye sokan bir görüntü var ki, Yeşilgöz bu görüntü için hâlâ tatmin edici bir açıklama yapmamıştır.

1. resim
Yeşilgöz’ün çalışma odasında duvarda asılı olan bir fotoğraf, Türkler’i olduğu kadar aklıselim Hollandalılar’ı da düşündürmektedir.

Bakınız birkaç hafta önce bu konuda neler yazmıştım:
Dilan Yeşilgöz hakkında başından bu yana Kürt ve Ermeni sempatizanı olduğu söylenmekte ve yazılmaktadır. Bu iki iddia dahi benim nezdimde olumsuz bir durum yaratmamaktadır. İnsanların kendilerini nasıl kabul ettikleri ve hissettikleri serbestisi olmalıdır.
Daha önce yazmış olduğum yorumumda Yeşilgöz’e şunları sormuştum:

“Başbakan olursanız, Türkiye’ye karşı, Ermenistan Başbakanı gibi mi davranacaksınız ve PKK zihniyeti ile mi hareket edeceksiniz?

“ Kalaşnikoflu ninenin önünde çektirdiğiniz fotoğrafta anlatmak istedikleriniz, Başbakan olduktan sonra da geçerli olacak mı?

Türk medyası tarafından ağır eleştiriler alan Dilan Yeşilgöz, iddialara belki daha önce cevap vermiş ve biz görememiş olabiliriz. Yeşilgöz’den, objektif bir gazeteci olarak sorduklarıma yanıt bekliyorum.

Dileğim, ‘Türkiyeli’ de olsa, Anadolu’dan geldiği için övündüğümüz Yeşilgöz’ün, objektif ve dostane sorduğum bu sorulara açık yüreklilikle cevap vermesidir.

Kim bilir, Yeşilgöz belkide vereceği cevapla pek çok yanlış istifhamı ortadan kaldırabilir, ve bizlerin onunla övünmemizi de sürdürebilir.

Benim, objektif bir gazeteci olarak, ekteki gibi direkt olarak suçlayamayacağım
Yeşilgöz hakkında yazdıklarımı www.ilhankaracay.com’da, 7 Eylül 2023 tarihli yazımda okuyabilirsiniz.

PIETER OMTZIGT

Bu günlerin en popüler ve Başbakanlığa en yakın adayı olarak görülen Pieter Omtzigt’in, gözden kaçan veya kaçırılan, ileride başına dert olacak bir dezavantajı var.
Hatırlayacaksınız, Türk medyasında da genişçe yer alan, benim de ‘Sülün Osman’ın benzeri’ olarak yazdığım, devleti soyan biri vardı.
Eski siyasetçi ve TV’lerdeki programlarından meşhur olan Sywert van Lienden, bu soygunun başrol oyuncusu idi.
Şimdiki Başbakan adayı Pieter Omtzigt’in bu adam için arabuluculuk yaptığı haberini sunmadan önce, eşi Ayfer Koç’tan söz edeyim. Daha sonra Sülün Osman konusuna döneceğim.

OMTZİGT’İN TÜRK EŞİ AYFER KOÇ

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving

Daha önce yayınlamış olduğum, ‘Hollanda, bir Türk ile evli olan politikacı nedeniyle çalkalandı’ başlıklı haberimde, şu anda Hollanda’nın en popüler ve en sevilen politikacısı durumundaki Pieter Omtzigt’in, şimdiki konumunu dile getirmiştim.
Omtzigt’in evli olduğu Ayfer Koç’tan ise, sadece ‘Türk’ olduğundan söz etmiştim.
Haberimin yayınlanmasından sonra bana gelen mesajlarda, ‘Ayfer Koç’un bir Süryani olduğunu neden yazmadın’ diye eleştiriler geldi. Ben de bu eleştirilere karşı, ‘Türkler’den söz ederken ‘Müslüman’ diyor muyum ki, şimdi de Ayfer Koç hanımdan ‘Süryani’ diye bahsedeyim’ demiştim. Zira bizim örf, adet ve geleneklerimizde din ayrımı yoktur.

Ne var ki, bu defaki yazımda, Ayfer Koç’un hangi dine bağlı olduğunu yazmak mecburiyetinde kaldım. Zira bu konuyu Ayfer Koç’un kendisi açtı.

Şöyle ki: Eşinin popülaritesi nedeniyle, kendisi de popülerleşen Ayfer Koç, medya ile yaptığı söyleşilerde Süryani inançlı bir Türk olduğunu açıklarken, bildiğimiz zırvaları da anlatmaktan geri kalmadı. Son olarak, ülkenin ikinci büyük gazetesi ‘de Volkskrant’ta tam sayfa olarak yayınlanan bir röportajında da, Türkiye’de baskıya maruz kaldıklarını iddia eden Koç, vatandaşı olan biz Müslüman Türkler’i zedeliyor.

Ayfer Koç, Türkiye’den Hollanda’ya sığınmaları sırasında 8 ay bir kilisede barındıklarını belirtirken, o günlerde yaşananlar aklıma geldi. O yıllarda, Hollandalılar’ın duygularını sömürmek için bir kiliseye sığınmış olan Süryaniler’in anlattıkları hikâyeler, buradaki müslüman Türkleri çok rahatsız ediyordu.

Afbeelding met krant, tekst, kleding, person Automatisch gegenereerde beschrijving
O zaman Hollanda’daki Türk medya mensupları olarak bir ilki gerçekleştirmiş ve Hollanda medyasını bir basın toplantısına davet etmiştik. O toplantıda elimizdeki belgelerle, anlatılanların asılsız olduğunu, şimdi yapılmakta olanın duygu sömürüsü olduğunu anlatmıştık. Hemen akabinde Midyat’a giden AVRO Televizyonu muhabiri de, orada yaptığı röportajlarda, anlatılanların yalan olduğunu gözler önüne sermişti. Oradaki Süryani dini liderleri bile, Hollanda’daki dindaşlarının sırf ikamet izni almak için yalan söylemek mecburiyetinde kaldıklarını anlatmışlardı. Zira, o zamanlar Midyat’ta Süryaniler’e karşı hiçbir baskı yoktu.
Kaldı ki, altta sağda görülen kupürde, Ayfer Koç, Hollanda’ya geldikleri zaman, Lochem’deki bir kilisede sekiz ay sığınmacı olarak kaldıklarını anlatmıştı.

Afbeelding met krant, tekst, Menselijk gezicht, Nieuws Automatisch gegenereerde beschrijving Afbeelding met tekst, schermopname, Lettertype Automatisch gegenereerde beschrijving

RAKİPLERİ KINADI
‘de Volkskrant’ gazetesinde yayınlanan, üst solda kupürü görülen röportajda, Ayfer Koç’un, eşi Pieter Omtzigt gibi hakkaniyetli bir politikacı olmadığı vurgulandı.
Şöyle ki; Enschede Belediye Meclisi’nde, Hıristiyan Demokratlar Birliği CDA’nın grup başkanlığını yaptığı sırada, ödenek alan insanlara haksızlık yapıldığı şeklindeki şikâyetlere inanmayan ve bu konuda verilen önergelere karşı çıkan Ayfer Koç, yerel seçimlerde sandalye kaybedip muhalefete düştükten sonra, şimdi eşinin izinde gitmeye başladı. Bu durumu şiddetle kınayan İşçi Partisi Grup Başkanı Yara Hummels, Ayfer Koç’u ‘güvenilmez bir dönek’ olarak tanımladı.

Bakınız Wikipedia Süryaniliği nasıl tanımlıyor:

Süryaniler (Süryanice: ܣܘܪܝܝܐ, Suryoye)
Mezopotamyalı Sâmî kökenli bir etnik gruptur. Baskın bir diasporada nüfusuna sahip olan halk, ikamet ettikleri ülkelerdeki birincil dillerin yanı sıra Neo-Aramice veya Süryanice konuşur. Bazen kendilerini “Asurlu”, “Arami”,] veya “Keldânî” olarak isimlendirirler ve tarihlerini Dünya’nın en eski medeniyetlerinden biri olarak görülen Asur İmparatorluğu‘na ve Kuzey Levant‘daki Aramilere dayandırırlar. Süryaniler, İngilizcede de Asurlular ile aynı anlamı taşıyan kelimeyle ifade edilmektedir (İngilizceAssyrians)).

Halk çoğunlukla Hristiyan olup Doğu ve Batı Süryani Ritine bağlıdır. TDV İslâm Ansiklopedisi‘ne göre aynı halkın monofizit inancına sahip olanlarına Süryânî, Nestorius’un görüşlerini kabul edenlere Nestûrî veya Âsûrî, Nestûrî olup sonrasında Roma Katolik Kilisesi’ne bağlananlara da Keldânî denilmektedir. M.S. 37-43 yılları arasında elçilerin lideri Mor Petrus tarafından Antakya’da kurulmuş ve kısa zamanda bütün Orta Doğu‘ya bu inancı müjdelemiştir. Kilisenin ve bâzı mensuplarının kullandığı dil, İsa’nın da konuştuğu Süryanice (Aramice’dir.) Kilise, patriklik merkezini birçok kez değiştirmek zorunda kalmıştır. Patriklik merkezi 1963 yılından beri Suriye’nin başkenti Şam’da bulunmaktadır. İlk patrik olan Mor Petrus’tan günümüze kadar 122 patriğin başkanlık ettiği kilisenin şu anda 123. patrik olan Moran Mor İğnatiyos Efrem II başkanlık etmektedir.

Günümüzde Dünya’da 3 milyonu aşkın Süryani bulunmaktadır. 3½ milyonu Hindistan’da olmak üzere yaklaşık 5½ milyon Süryani Ortodoks’un dinî liderliğini Patrik Moran Mor İğnatiyos I. Zekka Iwas ve ona bağlı olup Hindistan’da bulunan Doğu Mafiryanı Mor Baseliyos I. Toma ve 40 metropolit yapmaktadır.

HOLLANDA’NIN SÜLÜN OSMAN’I

Afbeelding met Menselijk gezicht, person, kleding, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Türkiye’nin tanıdığı Sülün Osman (ortada) kasket yanında fötr şapka da kullanırdı. Sülün Osman’ın Hollanda versiyonu Van Lienden de kasket ve fötr kullanmayı seviyor.

Hollanda’nın başbakanlığa en büyük adayı olan Pieter Omtzigt’in, ileride başını ağrıtacak olan Sywert van Lienden, 40 milyon adet ağız maskesini devlete satabilmek için çok uğraş verdi ve çok para kazandı.
Aslında, bu alış veriş işleminde, yani kâr-zarar konusunda bir yolsuzluk yoktur.
Alan memnun satan memnun ise, yolsuzluk söz konusu değildir.
Ne var ki, 40 milyon adet ağız maskesini devlete satabilmek için, tam 23 bin başvuru yapılmışken, Van Lienden’in seçilmiş olması şaibeli oldu. Aslında şaibe de yok, Van Lienden açık açık tercih edildi.

Neden mi?
Çünkü kendisi de Hristiyan Demokrat Partisi (CDA) etiketiyle Belediye Meclis Üyeliği yapmış olan bu adam, partide ağırlığı olan kişileri ve hatta Prens Constantijn’i araya koyarak kendisini kabul ettirdi. Hem de büyük yalanlar söyleyerek. Van Lienden bu işi, bağlı olduğu hayır kurumu adına yapacağını ve kâr gütmeyeceğini belirtmişti.
40 milyon adet ağız maskesini 108 milyon euroya devlete satan Van Lienden, bu defa 80 milyon adetlik bir satış için, yine bir CDA’lı olan son ayların sevilen ve takdir edilen siyasetçisi Pieter Omtzigt’i araya koymuş ve Başbakan Rutte ile bu konuda özel bir görüşme yapmışlardı.

Afbeelding met tekst, schermopname, Menselijk gezicht, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving
Hollanda’nın ülkesel büyük gazeteleri, ‘Van Lienden, Pieter Omtzigt kanalıyla daha büyük sipariş almaya çalıştı’ başlıklarıyla yayınladılar.

Nedense bu ikinci teklif kabul edilmedi.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
Başbakan Rutte’ye karşı sert muhalefet yapmamış olan Omtzigt birden bire sertleşti ve sonunda hükümeti devirmeyi başardı.

Konu şuydu:
Çocuk bakım yurtları için ailelere yapılan yardım ödeneklerinin, sahtecilikle alındığını iddia eden vergi daireleri, genellikle yabancı kökenli 30 bin aileyi haksız yere mağdur etti. CDA’lı Pieter Omzigt’in başını çektiği ‘Aileleri savunma kampanyaları’ sonrasında, mecliste ‘Araştırma Komisyonu’ oluşturuldu. Araştırma Komisyonu, yaşananların çok utanç verici olduğunu saptadıktan sonra yapılan meclis tartışmalarında hükümetin istifası ve erken seçim kararı alındı.
Koronavirüs önlemlerine karşı çıkanların da destekçisi olan Pieter Omtzigt’in, seçimden sonra yapılan koalisyon görüşmeleri sırasında, Başbakan Rutte tarafından ‘istenmeyen adam’ olarak işaretlenmesi, yapılan müzakereleri zora soktu.

Hükümet çalışmaları bir yandan devam ederken, Sywert van Lienden’in, ağız maskesi satışı için hem torpil kullanması ve hem de kâr amacı olmadığını belirttiği halde, 28 milyon euro kazanç elde etmesi, gerek siyasetçiler ve gerekse medya tarafından peşi bırakılmadı.
Sahte tavırları ile Hollandalılar’ın nefretini üzerine çeken Van Lienden, kendini temize çıkarmak için televizyondaki Buitenhof programına konuk oldu.
Dikkatle izlediğim bu programda, adeta günah çıkaran Van Lienden, halktan özür diledikten sonra, sadece kendisin kazanmış olduğu 9 milyon euroyu, Bakanlığa geri vermeyeceğini ama bunu yardım kuruluşlarına bağışlayacağını açıkladı.
TV Moderatörünün, ‘Peki diğer iki ortağın kazandıklarını ne yapacaklar’ sorusuna, ‘Bunu bilmiyorum, kendilerine sorun’ yanıtını verdi. Kaldı ki, alım-satım işinin kendilerine verilmesi için torpil kullanma ve kâr amacı gütmeme hikâyelerinin yanında, fiyat artırımı ile de gereğinden daha fazla para kazanan bu adamlar da takibata uğramalıydı.

Afbeelding met tekst, krant, zwart-wit, Lettertype Automatisch gegenereerde beschrijving

Van Lienden’in, televizyon programında laf ebeliği yaparak, ‘Kazancımı yardım kuruluşlarına bağışlayacağım’ diyerek özür dilemesi, Hollandalılar arasında az da olsa bir sempatiye yol açmıştı. Ne var ki, gerek televizyondaki konuşmasını ve gerekse basına yansıyan beyanlarını dikkatle izlediğim Van Liende, yine yaptı yapacağını.
Üstteki gazete kupüründe görebileceğiniz gibi, Van Lienden için, bakınız Bert Wagendorp adlı bir yorumcu neler yazmış:
‘Sywert van Lienden, Pazar günü Buitenhof programındaydı. Günah çıkarmak için, günah çıkaran papaz Twan Huys’ı (Programın moderatörü) seçmişti.
Sywert 9 milyon euroyu kazanırken, daha transparant olması gerektiğini ve bir çırpıda para babası olmayı daha gerçekçi bir dille anlatması gerektiğini kabul etti.
Bunun için özür diledi. Bunlar güzeldi. Bunun yanında, yeni elde ettiği varlığını işletmeye koyacağını ve bundan elde edeceği meblağı kanser araştırmasına ve şanssız çocuklara harcayacağını söyledi. Bunlar, yürek ısıtıcıydı.’

Kupürde, altı çizili satırlardaki Hollandaca ifadelerin tercümesini ben de çizgiledim. Hollandacayı bilenler gerçeği daha iyi görebilirler.
Herkes anlayamadı ama, pazar günkü tutumu ile bazı yüreklere su serpen ve biraz da sempati kazanan Van Lienden, açıkça göz boyuyordu. Onun yaptığı, kazandığı parayı bağışlamak değil, sadece bu parayı işletmeye verdikten sonra kazanacağı meblağı bağışlamaktır.
Yani, bana göre, 9 milyon euro olan ana para yine Van Lienden’in cebinde veya hesabında olacaktır.

Pazar gününden bu yana tüm bunları düşünürken, çocukluk yıllarından kalma dolandırıcılardan Sülün Osman’ı hatırladım. Van Lienden için ‘Sülün Osman’ın Hollanda versiyonu’ dedim ama, arada sadece taktik farkı var. Bizim Sülün Osman’ımız kara cahil zavallı insanları dolandırıyor, Hollanda’nın Sülün Sywert’i ise, çok bilgili ve çok uyanık devlet büyüklerini aldatıyor.

Bu konularda yazılacak çok şey var. Ama yazdıklarım yeterince vaktinizi almıştır.
Böylesi bir rezaletten sonra, Başbakanlığa aday olan Omtzigt’in, şimdi olmasa da, ileride başının ağrıyacağına kesin gözüyle bakıyorum.
Bekleyeceğiz ve göreceğiz…

NOSTALJİK HİKÂYE
BİZİM SÜLÜN OSMAN’IMIZ

Şimdi gelin, bilmeyenlere bizim Sülün Osman’ı tanıtayım.
Bakın, Sülün Osman’ı nasıl anlatıyor zamanın gazetecileri:

Tüm Zamanların En Büyük Dolandırıcısı Sülün Osman

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

1923’te İstanbul‘da doğan Osman Ziya Sülün, başta kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları, tramvaylar olmak üzere, birçok kamu malını ve tarihi eseri halka satarak, ya da kiraya vererek büyük paralar kazanmış. Çevirdiği işler ve yaptığı savunmalarla fıkra gibi bir hayat yaşayan Sülün, birçok filme ve kitaba da konu oldu.


Dolmabahçe Sarayı önünde saat ayarlama parası.

Sülün Osman birkaç arkadaşıyla birlikte Dolmabahçe Sarayı’nın önüne gidip beklermiş. Etraf kalabalıklaşınca arkadaşlarına saatlerini ayarlatır, sonra da onlardan saat ayarlama parası alırmış. Duruma anlam veremeyen insanların arasından, bir süre sonra dayanamayıp ”Ne yapıyor bu adam?” diye soranlar mutlaka oluyormuş. Bunun üzerine her Türk insanı gibi ”Ne kadar kazanıyorsun sen buradan?” diye muhabbete giren vatandaşlara da geçmiş oluyormuş. Yani dolandırılıyorlardı.
Afbeelding met buitenshuis, gebouw, hemel, boom Automatisch gegenereerde beschrijving

Taksim Meydanı’na paspas…

Dolmabahçe Sarayı önündeki numarasına benzer bir numara bu da aslında. Önce Taksim Meydanı’na paspas serip oradan geçenlerden ‘Burası benim’ diyerek para alıyor, daha sonra ”Ne kadar kazanıyorsun sen buradan” diyenlere komple Taksim Meydanı’nı satıyormuş.

‘Kusura bakma hakim bey. Memlekette Galata Kulesi’ni satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu kuleyi satarım’
Galata Kulesi’ni de sahiplenen Osman, mahkemede kendisini bu sözlerle savunmuş. Doğru söze ne denir ki?

Falcılık ve Büyücülük denemeleri.

Zamanla kamu malları üzerindeki fikirleri tükenince bir kere de şansını medyumluktan yana kullanayım demiş ve evlenemeyen kadınları kesin olarak evlendirdiği iddiasıyla sektöre giriş yapmış.

Galata Köprüsü’nü satışı ve yakalanışı…

Önceki yöntemlerinden bir farkı yok. İnsanlar köprüden geçiyor, arkadaşları para ödeyince insanlar ”Ne yapıyor bu adam?” diye sormadan gördüklerini yapıyor ve ardından Galata Köprüsü’ne de talip çıkıyor. Bu olay daha sonra Türk filmlerine konu oluyor. Fakat Sülün Osman’ı yakalatan olay da bu oluyor.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.