DOLAR

36,0725$% 0.15

EURO

37,2799% 0.01

STERLİN

44,8212£% 0.12

GRAM ALTIN

3.331,50%0,72

ÇEYREK ALTIN

5.501,00%1,04

BİTCOİN

3489053฿%-0.03641

İmsak Vakti a 02:00
Amsterdam ÇOK BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
X

Almanya’da Müslümanların Sorumluluğu ve Erken Seçimler!..

Artık bütün bir siyasi coğrafyanın dönüştüğü bir zemindeyiz. Aşırı sağ partiler, seçmenin hayal kırıklığı ya da siyasete güvensizliğinden nemalanarak popülist çözümlerle palazlandıkça, merkez siyasetin hareket ettiği zeminin de kaydığını görüyoruz.

"1" height="10" width="20%" direction="up">

Ali METE

"1" height="250" width="100%" direction="up">

Almanya, 23 Şubat 2025 tarihinde erken seçimlere gidiyor. Müslüman seçmenler, hem büyük bir sorumluluk hem de bu sorumlulukla uyumlu bir potansiyele sahip.

Savaşların arttığı ve daha can yakıcı bir hâle geldiği, ekonomik güvensizliğin genişlediği, eşitsizliklerin toplumu kuşattığı; eğitim, konut ve istihdam alanında türlü sıkıntıların olduğu bir zamanda yaşıyoruz.

Almanya da tam bu koşullar altında, aşırı sağcı retoriğin duvarları aşıp serpildiği bir bağlamda erken seçime gidiyor.

Bu yazının kaleme alındığı tarihteki anketlere göre aşırı sağcı AfD, 23 Şubat 2025 tarihinde Almanya’da düzenlenecek erken seçimlerde Hristiyan Birlik’ten (CDU/CSU) sonraki ikinci parti konumunda.

Yüzde 21’lik bir oy potansiyeline ulaşması beklenen bu parti, şu anda anketlerde Alman toplumundaki her beş kişiden biri nezdinde “seçilebilir” bir parti olarak karşımızda duruyor. Yani aşırı sağ artık bir dip dalgası değil.

Almanya’da Göçmen Kökenli Seçmenler Hangi Partilere Oy Veriyor?

Bununla birlikte Avrupa’nın birçok ülkesinde yıllardır uygulanan aşırı sağa karşı siyasi tecrit politikası da yavaş yavaş çatırdıyor.

Dolayısıyla İslam düşmanlığı, göçmen nefreti ve ırkçılığı parti programının temel bileşenleri hâline getiren siyasi oluşumların kendi kendine “doğru yola” gelmelerini umut etmek için elimizde yeterince sebep yok.

Üstelik mesele artık tek bir partinin oy oranının düşmesi ya da yükselmesi değil: Bütün bir siyasi coğrafyanın dönüştüğü bir zemindeyiz.

Aşırı sağ partiler, seçmenin hayal kırıklığı veya siyasete güvensizliğinden nemalanarak popülist çözümlerle güç kazandıkça, merkez siyasetin hareket ettiği zeminin de kaydığını görüyoruz.

Erken seçimler öncesinde geçmişten alınan dersle çeşitliliği merkeze alan siyasi kültür tehdit altında. Savaşlardan kaçıp sığınacak bir yer arayan insanlar tehdit altında.

Zaten her iki günde bir farklı saldırı biçimlerinden birine maruz kalan camilerimiz tehdit altında.

Göç Kökenli Seçmenlerin Potansiyeli

Almanya’da yaşayan göç kökenli seçmenlerin sayısı ve çeşitliliği, ülkenin geleceği için önemli bir potansiyeli ortaya koyuyor.

Ancak DeZIM’in (Alman Uyum ve Göç Araştırma Merkezi) araştırmasına göre göç kökenli insanlar seçimlere daha az katılıyor ve siyasi partilerin önemli sorunları çözebileceğine daha az inanıyorlar.

Tüm bunlara rağmen, 23 Şubat’ta Almanya Federal Seçimleri’nde oy kullanma hakkına sahip seçmenlerin yüzde 13’ü göç kökenli. Bu grubun yüzde 25’i ise Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’dan gelen Müslüman kökenli insanlar.

Dolayısıyla Müslümanların seçim davranışı, görmezden gelinebilecek bir fenomen değil.

Hangi Parti Seçilebilir Durumda?

DeZIM’in araştırmasına göre Türk kökenli seçmenler arasında ekonomi, enflasyon ve sosyal birliktelik ile siyasete güven en önemli sorunlar olarak öne çıkıyor.

Aşırı sağcılığın da önemli bir tehdit olarak algılandığı bu kesimde, Filistin meselesi gibi konular da Müslüman seçmenlerin parti tercihlerine büyük oranda etki ediyor.

Yine de seçimlerde oy kullanmayı bir protesto olarak değil, uzun vadeli bir siyasi irade ile Almanya’nın geleceğini şekillendirmek için bir fırsat olarak düşünmekte fayda var.

Potansiyeli Ortaya Koymak, Sorumluluk Üstlenmek

Seçime giden Almanya’da Müslüman seçmenler, yalnızca göç politikaları veya aşırı sağ tehlikesiyle ilgilenmiyor. Ukrayna’daki savaş, enerji krizi, konut piyasasındaki sorunlar ve işsizlik gibi meseleler de Müslümanları yakından ilgilendiriyor.

Demokratik katılım yalnızca oy kullanmakla sınırlı değil. Yerel, eyalet ve federal düzeyde demokratik mekanizmaların parçası olmak Müslüman bireyler için tarihî bir sorumluluk.

Müslüman seçmenler seçimlerdeki katılımlarıyla siyasi partilere bir sinyal gönderecek. Bu sinyali alıp değerlendirmek ve Müslüman seçmenin kaybolan güvenini yeniden kazanmak ise siyasi partilerin sorumluluğunda olacak.

Ali Mete

Frankfurt’ta Din Bilimleri lisans eğitimini tamamlayan Ali Mete, İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri’dir. Mete aynı zamanda PLURAL Yayınevi’nin müdürü ve Perspektif dergisinin genel yayın yönetmenidir.

Kaynak: Perspektif

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Frankfurt’ta Ebru Sanatıyla Kültür Köprüsü Kuruldu

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.